Evet rakip; bugüne kadar sahasında kimseye boyun bükmemiş, hiç bir zaman maç ciddiyetini bozmayan, ligin en koordine ekibi, Anadolu'nun güçlü temsilcisi Malatyaspor'du. Ancak doğruyu söylemek gerekirse F.Bahçe'nin dün geceki maçın ilk yarısında sergilediği futbol da, bu sezon sahaya yansıttıklarının en vakarlısı, en göze hoş geleniydi. Zira sarı-lacivertli futbolcular çok iyi biliyorlardı ki, bu maçı kazanamadıkları taktirde; ocak ayındaki ara transferde ne kadar takviye yapılırsa yapılsın, Beşiktaş'la aralarında oluşan puan farkını ligin ikinci yarısında kapatmak hayli zor olacaktı. Kalede Volkan biraz daha güvenli, defans dörtlüsü olabildiğince dikkatli, orta saha ise şimdiye kadar hiç de alışık olmadığımız kadar gayretli ve uyumluydu. Bunlara, iki şık gol atan, yetmedi, kendi kale çizgisinden çıkardığı topla mutlak golü önleyen Van Hooijdonk'un muhteşem oyunu da eklenmişti. Şimdiye kadar birçok maçta kötü oynamasına rağmen sahadan galip ayrılan F.Bahçe'nin, dün gece ilk yarıdaki görüntüsüyle karşısında güçlü Malatyaspor bile olsa sahadan 3 puanla ayrılması kaçınılmazdı. İlk yarı skoru bu görüşlerimizi doğrular nitelikteydi... Ancak sonra ne olduysa oldu ve F.Bahçe yine bildiğimiz F.Bahçe gibi oynamaya başladı. Defans ve orta saha arasında yaşanan kopukluklar, yardımlaşmanın tabana indiği anlarda beyinlerde oluşan "Acaba yine gol yer miyiz?" psikozu, F.Bahçe'nin gardını düşürdü. Az önce dediğimiz gibi kötü oynadığı zamanlarda da galip gelmişti sarı-lacivertliler ama bu maçlardaki rakipleri F.Bahçe'nin zaaflarından yararlanacak güçte değildi açıkçası. Ama Ziya Doğan'ın talebeleri öyle mi? Malatyasporlu futbolcular, kendi sahalarında da, deplasmanlarda da asla hata affetmeyen bir sistemin tıkır tıkır işleyen parçalarıydı. Nitekim ikinci yarıda kopmadıkları oyun disiplinleri kendi sahalarındaki yenilmezliklerini sürdürmelerine yetti de arttı bile. F.Bahçe ise iyi oyununu 90 dakikaya bir türlü yayamamasının faturasını, şampiyonluk yolunda Beşiktaş'ın bir hayli gerisinde kalmakla ödedi. Ünsal Çimen ilk dakikalarda Serhat'ın kaleye giden şutunda Murat Duman'ın topu koluyla engellemesine devam dedi. Ancak bu bana göre buz gibi bir penaltıydı. Çünkü havadaki o el, Murat Duman'ın duruş pozisyonuna göre asla orada olamazdı. Ayrıca, Tomas'ın Muhammet Hanifi'yi, Tolga'nın da Van Hooijdonk'u ceza sahaları içinde düşürmeleri de çok net penaltıydı. Ünsal Çimen'in hataları bunlarla da bitmedi. Güya tecrübeli olan Çimen'in, Atilla Birlik'in attığı golü ofsayt gerekçesiyle iptal etmesi de son derece yanlıştı.