Eski tas eski hamam

A -
A +

Bakın ne demişiz "Balık baştan kokuyor" başlıklı bir yazımızda bu sütunlarda... Hem de 23 Ekim 2000 tarihinde... Yani tam 14 ay önce... "32 ayını geride bırakan, ancak F.Bahçe tarihine en başarısız başkanlardan biri olarak geçen Aziz Yıldırım, kulübü babasının çiftliği gibi kullanıyor. 32 ayda 32 futbolcu transfer etti, bir o kadarının arkasından teneke çaldırdı. İstikrar dedi, 7 hocayla çalıştı. Sözleşmesini uzattığı Löw'ü kovdu. Rıdvan'ın işine karıştı, istifasına sebep oldu. Derbi kralı Turan'a kapıyı gösterdi. 'Bir gün herkes Fenerli olacak' sloganıyla geldiği başkanlığında taraftarlar 'Fenerli'yim' demeye utanır oldu. İyi günde başarıya sahip çıktı, kötü günde antrenör ve futbolcuları hedef gösterdi. Kendinde asla hata bulmadı. Herşey gibi başarıyı da satın alacağını zannetti. Hatalardan arınacağı yerde sürekli tekrarlıyor. Rıdvan'a yaptığını şimdi de Mustafa Denizli'ye uyguluyor. Kendisine yakın gazete ve gazeteciler vasıtasıyla yaylım ateşine tuttuğu Mustafa hocayı bezdirip, istifaya zorluyor..." 17 Mayıs 2000'de, bundan 19 ay evvel ise "Can çıkar huy çıkmaz" başlıklı yazımızda daha da ilginç tesbitlerde bulunmuşuz. Neler mi bunlar? Lütfen okuyun... "F.Bahçe'ye, 'UEFA Kupası'nda final oynatacağım' iddiasıyla işbaşına gelen ama 'En kötü günleri yaşatan başkan' olarak tarihe geçen Aziz Yıldırım kongre üyelerini, 'Geçmiş dönemde kusurlarım oldu ama dersimi aldım. F.Bahçe'de artık tek adam devri bitti. Futbolun patronları Şadan Kalkavan'la, Selim Soydan'dır. Selim Soydan 30 yıldır F.Bahçe'ye hizmet ediyor. Onun futbol bilgisine güveniyoruz' sözleriyle etkilemişti. Bu sözler kimsenin kendisine şans tanımadığı kongrede, daha önce 1 oy farkla geçtiği Vefa Küçük'ü bu kez 677 oyla ekarte etmesini sağlamış, onu yeniden F.Bahçe'nin başına getirmişti. Doğruyu söylemem gerekiyorsa Aziz Yıldırım'ın başkanlığını bir türlü içine sindiremeyen ben bile, 'Gerçekten değişti galiba' diye düşünmeye başlamıştım. Meğer amma da safmışım. Başkan yine bildiğini okuyor. Ne söz vermişse tersini yapıyor. Geçtiğimiz sezon yönetimde Mustafa Denizli'yle Rıdvan Dilmen oylaması yapmış, 11 oy alan Denizli'nin yerine 3 oylu Rıdvan'ı takımın başına getirmişti. Bu sezon da farklı davranmadı. Yönetimden 12 oy alan Parreira'nın yerine, 2 oy alan Mustafa Denizli'yi hoca yaptı. Her iki tercihte de arkadaşlarının oylarına değil, kendi isteğine itibar etti. Sayelerinde kongre kazandığı Şadan Kalkavan ve Selim Soydan'la fikir alışverişine hiç girmedi. Hatta transferini düşündüğü futbolculara, 'Selim'le görüşürseniz F.Bahçe'yi zor görürsünüz' diye haber yollayarak tam bir yıpratma politikası uyguladı. İşini gördükten sonra da her ikisini bir kenara fırlattı. Transferle ilgili toplantıları ise hepsi de birer futbol dehâsı olan (!) Uğur Dündar, Murat Özaydınlı ve Atilla Kıyat'la yaptı. Yani eski tas, eski hamam. F.Bahçe'ye 10 Selim Soydan, 20 Mustafa Denizli, 30 Oğuz Çetin, 40 Zola gelse yine iflâh olmaz. Aziz Yıldırım başta olduğu sürece..." Bugün 27 Aralık 2001. Şimdi; bunları yazdıktan sonra tesislere girmeme cezası verilmiş, "F.Bahçe şampiyon olursa Aziz Yıldırım olağanüstü kongreye giderek yönetimindeki Selim Soydan, Şadan Kalkavan, Ertuğrul Hataylı, Tahir Perek ve Mehmet Vodina'yı ekarte edecek" diye yazınca ise kamuoyuna "yalancı gazeteci" diye lanse edilmiş, yetmemiş, çalıştığı kuruma kadar şikayet edilerek ekmek parasıyla oynanmaya çalışılmış bir gazeteci olarak soruyorum size sevgili okuyucularım: Allah aşkına söyleyin; F.Bahçe'de bugün için değişen ne? Bazı kesimlerce kamuoyuna "Mükemmel başkan" diye sunulan Aziz Yıldırım, artık herkesin tartışıldığı ülkemizde neden acaba hiç masaya yatırılmıyor, tartışılmıyor?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.