Aslında ligin en çok gol atan forveti Okan ve partneri Murat Sözkesen, Bursaspor'u yeni Baliç'i olarak lanse edilen Franja ve Yakup gibi bir atom karıncaya sahip olan Bursaspor'un rahat bir galibiyet alacağını düşünüyordum. Ancak Biyediç'in talebeleri beni yanılttı. Moralsiz ve Gökdeniz'siz Trabzonspor, dün gece Bursa'da galibiyeti hak eden taraf oldu. Daha maçın başında topu kalecisine vermek isteyen Bulat'ın kafa vuruşu öyle yavaş gitti ki, araya giren genç Alişen için golü atmak çocuk oyuncağı gibi birşeydi. "İlk dakikalar" dedik, "Oyuncular henüz ısınamadı" diye düşündük, ancak ilerleyen dakikalarda Trabzonspor'un kazanmayı daha çok arzu ettiğini, daha disiplinli oynadığını gördük. Trabzonspor daha organize geliyor, Bursaspor ise tam tersi yıldız futbolcularının yetenekleriyle gol bulmaya çalışıyordu. İlk yarıda Junior'un Bursaspor, Marco'nun ise Trabzonspor adına direklerden dönen vuruşları gerçekten talihsizlikti. Bursaspor ilk yarının son dakikalarında oyuna aldığı Ender'le ikinci yarıda daha etkili göründüyse de oyun disiplininden kopmayan Trabzonspor defansı, evsahibi takımın cılız ataklarını rahatlıkla önledi. Ancak bir anlık gafletleri, Okan'ın indirdiği topa güzel bir plase koyan Ender'in golünü engelleyemedi. Daha sonra Bursaspor'un şuursuz bir şekilde Trabzonspor kalesine yüklendiğini gördük, ancak akıllı kontrataklarla hücuma kalkan bordo-mavililer Mehmet Yılmaz'la bir kez daha direkten döndü. Oyunun sonlarına doğru kazandıkları penaltıyla da hak ettikleri üç puanı almayı bildiler. Maçın hakemi Selçuk Dereli, gerek penaltı, gerekse de maç içinde verdiği kararlarıyla güzel bir yönetim gösterdi.