Werner Lorant'a geldiği ilk günden beri inanmayan, haftalardır "Gönderin bu köylüyü" diye bas bas bağıran ben; meğer ne kadar da yanlış yapmışım... F.Bahçe'de kaosun sebebi, ne motivasyondan, ne diyalogdan, ne de oyunu okumaktan zerre kadar anlamayan Lorant değil kesinlikle... Çekilen sancıların asıl müsebbipleri; İstanbulspor maçı öncesinde Ortega'nın yaptığı iğrenç davranışı örtbas etmekle kalmayıp, üstüne üstlük bir de kendisini onore eden F.Bahçe başkanıyla, dün gece D.Bakır'da gerçek yüzünü ortaya çıkaran Arjantinli'nin tâ kendisidir... Ortega efendi 22 milyon dolarlık futbolcu ya; hocasına da posta koyar, arkadaşlarına da. Dün akşam kendisine pas vermeyip rakipleriyle didişen Ceyhun'u bir tek dövmediği kaldı. Ancak aynı hareketleri kendisi yapınca sanki hiç birşey olmamış gibi pişkin pişkin, salına salına ortalıkta gezindi. Ortega F.Bahçe'de imtiyazlı olduğu sürece, aha işte şuraya yazıyorum: "Lorant gitse de bu takımda huzur sağ-la-na-maz." Bir hafta önce hocasına küfreder gibi tesisleri terkeden, dün gece sahada arkadaşlarını hakir gören bir adam, eminim ki yarın F.Bahçe Başkanı'na da rest çeker... F.Bahçe'de şu an, hem de oluk oluk kanayan yaranın illeti Ortega'dır. Yapılacak en doğru hareket; Japonya'ya mı, yoksa İngiltere'ye mi bilemiyorum artık, nerede taliplisi varsa oraya postalamaktır... Murat Hacıoğlu 100 milyon kere aynı yerden vursa, top o şekilde kaleye gitmezdi. Orta yaptı, gol oldu. Attığı gole kendisi de şaştı. Diğer goller mi? Boşverin de size şunu söyleyeyim: Dün akşamki yenilgide Lorant'ın gıdım hatası yoktu... Selçuk Dereli'nin Ogün'e gösterdiği kırmızı doğruydu, ancak Ramazan'ın gördüğü ikinci sarı kartın gerekçesini anlayamadık. Umarım kendine göre haklı bir sebebi vardır. Dereli, Oğuz'un cezasahasında Kâmil'e yaptığı harekette D.Bakırlı oyuncunun penaltı isteğini ise iyi çözdü.