Hani bu takım hazır değildi?.. Hani F.Bahçe, Glasgow'a turist olarak giderdi?.. Hani Mustafa Denizli F.Bahçe'yi gizleme numarasına yatmıştı?.. Hani hazırlık maçlarındaki görüntüye aldanıp da "Şampiyonlar Ligi mi? Pöh! Avrupa Fener'in neyine?" diyenler?.. Hani, hani, hani?... Nerede sağda solda F.Bahçe ulemâsı geçinenler?... Kendine spor yazarı pâyesi verenler?.. Nerede yahu?.. Şimdi tekmili bir ağızdan "Ben dememiş miydim?" diye ahkâm kesecek. Göreceksiniz... Halbuki adım gibi biliyorum ki; F.Bahçe dün gece çok değil 2 farklı bir yenilgi alsaydı, hepsi de "Bu kadar korkak oynatılır mı? 7 stoperle maça çıkılır mı?" diye Denizli'yi yerden yere vuracaklardı. Yıllardır, "Ey F.Bahçeliler! Bu kişilere dikkat edin. Onlar sizin bırakın Avrupa'da, Türkiye'de dahi başarınızı istemiyorlar" diye diye ağzımızda tüy bitti... İddia ediyorum, F.Bahçe'yi yorumlayan bu sözde spor yazarları - ki bana göre sokaktaki insanların bir çoğu futbolu bunlardan daha iyi yorumlar - medya kuruluşlarından ayıklansın, belki de dünyanın en muhteşem taraftarlarından birine sahip olan bu camia Avrupa'da lâyık olduğu seçkin yere kesinlikle ulaşır... Kim mi bunlar?.. Sevgili F.Bahçeliler bunların kim olduklarını hepimiz biliyoruz... Her zaman söylüyorum, yine söyleyeceğim; "F.Bahçe'nin ufkunu açacak, Avrupa'da başarılı olmanın yollarını gösterecek kişiler bunlar değil. Hepsinin artık vizyonları, misyonları bitmiş, üstelik miâdları da dolmuş. Yok mu bunları yakamızdan düşürecek bir babayiğit ya? Yeter artık be!.." Maça gelirsek... Mustafa Denizli için Göztepe'yle oynanan maçtan sonra "Kurt hoca" yakıştırmasını yapmıştım. Demiştim ki; "Bakmayın siz hazırlık maçlarındaki kötü futbola. Bu kurt hoca ne yapacak edecek, F.Bahçe'yi Şampiyonlar Ligi'ne taşıyacak." Denizli ilk maçta bunu elde edecek skoru yakaladı. Rakibin önemli futbolcuları Flo'yu Z.Mirkoviç'le, Cannigia'yı ise M.Doğan'la adeta kelepçeledi. Ümit Özat'la da defans kademesi mükemmel kontrol edildi. Orta sahada başta Lazetiç ve Johnson olmak üzere tüm futbolcular âdetâ "Top nerede biz orada"yı oynadılar. 35'lik Mert Meriç dahi görevini lâyıkıyla yerine getirdi. Rapaiç'le kaçırdığımız gole, yine Revivo, Rapaiç ve Ümit Özat'la kullandığımız frikiklere üzüldük. İlk yarı oyunun mutlak hakimiydik. İkinci yarıda da iyi oynayan, pres yapan, topu sahaya yayan hep F.Bahçemiz'di. Maçın hakemi İsviçreli Urs Meier'e kocaman bir bravo. 50 bin kişinin baskı altına almaya çalışması umurunda bile olmadı. Mols'a gösterdiği kırmızı, Rüştü'ye gösterdiği sarı kartlar yüzde yüz doğruydu. Netice olarak F.Bahçe Glasgow'dan ikinci maç için avantajlı bir skorla İstanbul'a dönüyor. Benim bildiğim kurt hoca Mustafa Denizli, bu G.Rangers'ı Kadıköy'de boğar... Göreceksiniz..