Aslında bu öykünün başlangıcı olarak Aziz Yıldırım'ın başkanlığa ilk getirildiği gün olan 15 Şubat 1998 tarihini seçmeliydim. Hani Vefa Küçük'ü 1 oyla geçtiği o meşhur kongre tarihini... Aziz Yıldırım o günlerde, "F.Bahçe'yi Avrupa şampiyonu yapacağım. Kulübe istikrarı getireceğim. Artık hocasını kovan değil, hocasına sahip çıkan kulüp olarak anılacağız. Bize savaş açan Anadolu kulüpleriyle ilişkilerimiz yeniden düzelecek. Futbol Federasyonu'yla olan kavgamıza diyaloglarla son vereceğiz. Herkesin birbiriyle kavga halinde olduğu camiamızdaki birlik beraberliği yeniden tahsis edeceğim" iddialarıyla kongreye girmiş ve 1 oy farkla da olsa yaklaşık 7 yıldır gizli gizli hazırlık yaptığı başkanlığa "merhaba" demişti... Doğrusu ne yalan söyleyeyim, Aziz Yıldırım'ın bu kadar güzel vaadlerde bulunması ve bunları yerine getirecek ekonomik güç ve ciddiyete sahip olması, ardından da başkanlığa seçilmesi, bir F.Bahçeli olarak bana, "Hah! İşte benim başkanım bu. Nihayet F.Bahçe sevgisini yeniden kitlelere yayacak, F.Bahçe'yi sadece Türkiye'de değil, Avrupa'da da zirveye çıkaracak dirayetli bir başkana sahip olduk" yorumunu yaptırmıştı. KARA GÜNLER Ancak ne zaman nelerin yaşandığını hepimizin çok iyi bildiği Löw ve Rıdvan Dilmen tecrübeleri, liglerde G.Antep, Adanaspor, Göztepe ve diğer takımlara karşı alınan ilginç yenilgiler, F.Bahçe tarihine kara bir leke olarak geçen Pendik faciası, ayrıca gerek yönetimin, gerek camianın içinde, gerek Futbol Federasyonu'yla, gerekse de Anadolu kulüpleriyle yaşanan kavgalar, yine doğrusunu söylemem gerekirse, yaptığı tesis atılımına rağmen benim Aziz Yıldırım'a olan inancımı tüketmişti. SIRASI MI ŞİMDİ?.. Ama tüm F.Bahçeliler'in, "Canım şimdi bunların sırası mı? Şampiyonluğun kazanıldığı, hepimizin mutluluk sarhoşu olduğu bu günlerde artık aklımıza dahi getirmek istemediğimiz o günleri tekrar hatırlatmak da neyin nesi?" dediğini duyuyor ve keyiflerine daha fazla limon sıkmamak için bunları pas geçerek, F.Bahçe'nin son yapılan kongresinden şampiyonluğa kadar yaşanan ilginç gelişmeleri aktarmak istiyorum. DERSİNİ İYİ ALDI Bildiğiniz gibi Aziz başkan son kongrenin yapıldığı 20 Şubat 2000 tarihine sayılı günler kala yaptığı açıklamada geçmişte çok hatalar yaptığını kabul etmiş, "Ama artık onlar geride kaldı. Eğer yeniden başkan olursam, F.Bahçe'yi şampiyon yapıp hatalardan ders aldığımı herkese göstereceğim" demişti. Bu sözler üzerine camia ona bir kez daha inanmış, kongrede diğer başkan adayı Vefa Küçük'ü bu kez ezici bir üstünlükle yine safdışı bırakmıştı. BÜYÜK REVİZYON Bir önceki kadrosundan sadece dayısının oğlu Osman Yalçın'la, Ankaralı işadamı Nihat Özdemir'i aldığı yeni yönetimini ise Şadan Kalkavan, Selim Soydan, Vedat Olcay, Ertuğrul Hataylı, Dursun Ekşioğlu, Tahir Perek, Mehmet Vodina gibi oy potansiyeli olan isimlerle takviye etmişti. Ünlü gazeteci Uğur Dündar, emekli Koramiral Atilla Kıyat, Mahmut Uslu, Murat Özaydınlı ve Hamdi Akın gibi ilginç isimlerle de yönetimi süslemişti. Görev dağılımının yapıldığı ilk toplantıda başkanvekilliğine Uğur Dündar, basın sözcülüğüne emekli Koramiral Atilla Kıyat ve futbol şubesinin başına da herkesin beklediği gibi F.Bahçe'nin son şampiyonluğunda da futbolun başında olan Şadan Kalkavan'la Selim Soydan getirilmişti. Buraya kadar her şey dört dörtlük gidiyordu. Yönetim kurulu üyeleri dışa karşı mükemmel bir beraberlik havası sergiliyor, artık iş yeniden yapılanacak olan futbol takımının yeni teknik patronuyla yeni oyuncularını seçmeye kalıyordu. Yarın: Kalkavan ve Soydan ikilisi neden Terim'e gitti? Aziz Yıldırım bu ikilinin istediği futbolcuları neden veto etti? Mustafa Denizli nasıl F.Bahçe Teknik Direktörü oldu? G.Antepsporlu Erhan Albayrak'la kimler el sıkıştı? Bu futbolcu daha sonra nasıl yüz üstü bırakıldı?