Sultans of the futbol

A -
A +
Sancılı start Şadan Kalkavan - Selim Soydan ikilisi öncelikle takımın başına disiplini sağlayacak, otoriter bir teknik direktör getirmek için kolları sıvadı. Yönetim kurulunun ilk toplantısında Selim Soydan'ın söylediği "Fatih Terim'i G.Saray'dan ayırmazsak şampiyonluk hayâl olur" şeklindeki konuşması toplantıda buz gibi bir havanın esmesine sebep oldu. Kısa süren bir duraklamanın ardından başkan Aziz Yıldırım, Selim Soydan'a dönerek "Neden böyle düşünüyorsun?" diye sorunca, "4 yıl geriye baktığında ne görüyorsun sayın başkan?" cevabını aldı. Kalkavan - Soydan ikilisi bu toplantıdan tam 1 hafta sonra Florya'daki bir evde Fatih Terim'le buluştu. Bu gizli buluşmanın tanıkları ise evsahibi Müfit Erkasap, bağımsız milletvekili Mehmet Ağar ve Terim'in Turan Bey ismindeki Adanalı bir arkadaşıydı. Hoş sohbetin ardından Şadan Kalkavan direkt olarak söze girdi ve "Fatih, biz seni istiyoruz" dedi. Fatih hoca önce düşündü, sonra tane tane konuşmaya başladı: "Şadan ağabey, bana onur verdiniz. Ama idealim önümüzdeki sezon yurt dışında çalışmak. Anlayışla karşılayacağınıza inanıyorum..." Bu sözler üzerine araya giren Selim Soydan, "E, peki o zaman kararın hayırlı olsun. Sen G.Saray'dan ayrıl da nereye gidersen git" esprisini patlattı. Böylelikle Fatih Terim işi yatmıştı. "BİZE DENİZLİ YAKIŞIR" Bu arada başkan Aziz Yıldırım da Christoph Daum'la görüşmeler yapıyordu. Ancak Leverkusen bırakmayınca Daum işi de olmadı. Ardından Yıldırım ABD'de bir araya geldiği Parreira ile el sıkışarak anlaştı. Hatta Brezilyalı hocaya avans bile verdi. Türkiye'ye döndüğünde yönetim kurulunu topladı ve Parreira ile anlaştığını söyledi. Herkes "Hayırlı olsun başkanım" diye görüş belirtti; ancak bir kişi hariç. Selim Soydan söz sırası kendine gelince, "Başkanım, Parreira efendi adam, iyi de hoca... Ama bizden ayrıldıktan sonra hiç bir başarısı yok. Bu yüzden o olmaz" dedi. Bu sözler üzerine Yıldırım "O olmazsa kim olur Selim?" sorusunu yöneltti. Selim Soydan hiç tereddütsüz cevap verdi: "Bir tek kişi... Mustafa Denizli..." Bu cevap toplantıda yine soğuk bir havanın esmesine sebep oldu. Aziz Yıldırım bu kez "Neden Denizli?" diye sorunca Selim Soydan başkana döndü ve konuşmaya başladı: "Geçen senelerde tüm F.Bahçeliler'in kafasında bir soru vardı. Hani siz de bana sık sık bu soruyu sorardınız, 'Niçin bizim futbolcularımız Milli Takım'da döktürüyor da, F.Bahçe'de dökülüyor?' diye hatırladınız mı? İşte bu sorunun cevabı Mustafa Denizli sayın başkanım. Ayrıca kongredeki rakibimiz Vefa Küçük de Mustafa Denizli'yi getireceğini söylemişti. Eğer takımın başına onu getirirsek muhalefet eden de olmaz, camia kenetlenir..." Bu sözlere ilk destek Uğur Dündar'dan geldi: "Selim ağabey doğru söylüyor başkanım..." Ve karar verildi: "Yeni teknik direktörümüz Mustafa Denizli..." YÖNETİMDE İLK ÇATLAK Mustafa hocanın takımı çalıştıracağı belli olana kadar Kalkavan - Soydan ikilisi bir yandan da transfer girişimlerini sürdürüyordu. Ancak "Transferi teknik direktör belirler" diye düşünen başkan Yıldırım bu girişimlerden oldukça rahatsızdı. İkiliyle Aziz Yıldırım arasında ilk görüş ayrılığı da işte burada ortaya çıktı. Başkan Yıldırım, Selim Soydan'ın alınması için rapor verdiği Etoo, Lauren, Jardel, Zola ve Yusuf'tan sadece Zola'yla ilgilendi. Beşiktaş'a gitmesine ramak kalan Yusuf ise son anda F.Bahçeli olmuştu. Ancak her konuda anlaştığı Ümit'in Beşiktaş'a gitmesi Şadan Kalkavan'ı kızdırmıştı. Hemen bir gün sonra Selim Soydan'la birlikte bir basın toplantısı düzenliyor ve "Davul bizim sırtımızda, tokmak başkasının elinde" diyerek futbol şube sorumluluklarından istifa ediyorlardı. ERHAN ALBAYRAK BİLMECESİ Bu arada F.Bahçe'de gerçekleşmeyen ilginç bir transfer yaşanıyordu. Ertuğrul Hataylı, G.Antepsporlu Erhan Albayrak'la söz kesmiş, hatta bir miktar avans vermişti. Ancak sonradan ne olmuşsa olmuş, bu futbolcunun transferinden vazgeçilmişti. İsterseniz bundan sonrasını Erhan Albayrak'ın kendisinden dinleyelim: "F.Bahçe'yle ön anlaşma yaptığımda çok ama çok mutlu olmuştum. Rüyalarımın takımına gidiyordum. İşte tam da o sırada beni Mustafa Denizli aradı. O günlerde Mustafa hoca henüz F.Bahçe'yle anlaşmamıştı ve kulağıma da 'Beşiktaş'a gidecek' şeklinde dedikodular geliyordu. Telefonda bana 'Erhan benden haber almadan hiç kimseyle sözleşme imzalama' deyince kendisine 'Hocam biliyorsun ki sizi kıramam. Ama F.Bahçe'ye söz verdim. Keşke söz vermeden önce arasaydınız' diyerek üzüntümü belirttim. Çünkü beni Almanya'da bulup Kocaelispor'a getiren Mustafa Denizli'ydi. Onu baba bilir, o kadar da çok severdim. Halen de seviyorum. Onu kırmak beni gerçekten çok üzmüştü. Aradan bir süre geçti ve bir gün Mustafa Denizli'nin F.Bahçe'ye teknik direktör olduğunu duydum. Bu habere çılgınlar gibi sevindim. İşte hem hocamın, hem de benim istediğim olmuş, yine aynı takımda buluşmuştuk. Ben böyle mutlu mutlu F.Bahçe'den haber beklerken günler haftaları kovalamaya başladı. Ama beni ne arayan oldu, ne de soran. Hâlâ daha neden böyle yüzüstü bırakıldığımı öğrenemedim..." Evet Erhan Albayrak da bunları söylüyordu. İlginç değil mi? Yarın: Mustafa Denizli'nin istediği tüm futbolcular alındı mı? Alpay ve Oktay F.Bahçe'nin avucundan nasıl kayıp gitti? Adana deplasmanı sonrasında Mustafa Denizli için kim "gönderelim gitsin" dedi?
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.