Vicdan ve futbol özürlüler

A -
A +

Öncelikle sözüme; 20 engelli vatandaşımızı maça sokmayarak büyük işgüzarlık yapan vicdan özürlü yetkililere "yuh olsun size" diyerek başlamak istiyorum. Dışarıda sıcaklık eksi 5, kar yağışından göz gözü görmüyor, üstelik işçilerin mitinginden dolayı Ankara trafiği felç olmuş. F.Bahçe yaptığı mükemmel çıkışla şampiyonluğun bir numaralı adayı haline gelmiş. G.Birliği, 3 gün önce bir İtalyan devini stada gömerek tarihe geçmiş. Ama az önce saymış olduğum şartlardan dolayı normal vatandaşlar bile keyiflerini bozmak istememiş ve maçı televizyondan izlemeyi yeğlemiş. Ancak, gözümüz gibi bakmamız gereken bu insanlarımız, hayran oldukları F.Bahçe'yi ve G.Birliğili futbolcuları görebilmek, görmese de hissedebilmek için yollara dökülmüş, ama bir "Yassah hemşerim"ci zihniyet tarafından stad kapısından geri döndürülmüş. Bu vicdan yoksunu insanları Allah'a havale ediyorum... Maça gelirsek... Beşiktaş'ın adeta elleriyle arkasından şampiyonluğa iteklediği F.Bahçe, "Eh, madem istiyorsunuz, böyle olsun" felsefesi ile güya arzulu başladı. Ancak, bu hırsla gelişen atakları, rakip kale önünde gol pozisyonu oluşturacak ağırlıkta değildi. Yani cılızdı... Tabii, saha zemininin ağır oluşu, her iki takımın futbolunu olumsuz etkiliyordu. Ama, F.Bahçe madem ki herkesin söylediği gibi Türkiye'nin kaliteli oyuncularına sahipti, bir de şampiyonluğun 1 numaralı fovarisiydi, bu saha şartlarına rağmen daha etkili, daha keyif veren bir futbol sergilemesi gerekmez miydi? Tam tersine, özellikle de yedikleri golden sonra G.Birliği'nin çok daha kaliteli takım olduğunu bizlere net bir şekilde gösteren futbol organizasyonlarını izlemeye başladık. Başkent temsilcisi, öylesine mücadele yüklü ve kolektif oynayan bir ekip görünümündeydi ki, futbol kanunları gereği sahaya yansıttıkları güzellikler, haliyle yüzde yüz gol pozisyonları doğurdu. Ancak, bu pozisyonlarda Mustafa Özkan ve özellikle de 5 metreden topu kale yerine üstten auta atan Youla, bana göre biraz beceriksizdiler. Nobre'nin presiyle, çokça da kaleci Botonjic'n hatasıyla kazanılan bir topu filelere gönderen yılın Fener kurtaran adamı Van Hooijdonk'un bir G.Birliği atağında kaleci Recep'i de geçen topu kale çizgisi üzerinden çıkarması bu oyuncuya olan hayranlığımı kat be kat arttırdı. Öyle ya... Ne işi vardı bir santrforun, rakip atağında kendi kale çizgisi üzerinde? F.Bahçeliler, artık ligin en kalitesi olarak görmeye başladıkları takımları hakkında yorum yaparken lütfen bu kıstasları gözardı etmesinler. Şampiyonluk yolunda çok önemli 3 puan kazandı F.Bahçe, ancak futbol adına ortaya hiçbir şey koyamadı. Mücadele eden, özellikle sahaya güzellikler yansıtan, yüzde yüz gol pozisyonlarına giren, direklerden dönen hep G.Birliği'ydi. Galibiyeti hak etmedi sarı - lacivertliler, ama dedik ya; birileri ilginç bir şekilde şampiyonluk havuzuna arkadan itiyor diye. Galiba yüzme bilmediği halde bu havuzdan boğulmadan sağ çıkacaklar. Öyle görünüyor...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.