Ziya Şengül

A -
A +

Bir zamanlar büyük futbolcuydun Ziya ağabey. F.Bahçeli olmamı sağlayan en önemli kişilerden biriydin. Orta sahada o kendine has stilinle, hani koşarken sol elini koltuğunun altından geriye sallayarak topla ceylan gibi süzülüşünü, yüreğini ortaya koyduğun maçları, attığın milimetrik gol paslarıyla F.Bahçe'ye kazandırdığın şampiyonlukları hatırlıyorum da, o güzel günlerin özlemiyle oluşan tatlı bir tebessümün yüzümü kaplamasına şimdi bile engel olamıyorum. Brezilyalı Didi, Fuat'la ikinizi kadro dışı bıraktığında üzüntüden nasıl da hüngür hüngür ağlamıştım. Meğer ne kadar da çok seviyormuşum seni o günlerde... Sonra futbolu bıraktın. Bir dönem F.Bahçe'ye teknik direktör oldun. Miço Müjdat'ı, Tavşan Mustafa'yı hem de 17 yaşlarındayken ilk kez A takımda oynattın. Bu gençleri F.Bahçe'ye kazandırman, sana olan sevgi ve saygımın katlanarak artmasına da sebep olmuştu... Sevgili Ziya ağabey! Bu güzel duyguların üzerine ilk limon, F.Bahçe antrenörlüğünden ayrılırken yaptığın öne sürülen bir olaydan dolayı sıkıldı. 1 milyon liralık bir alacak, evet yanlış değil sadece 1 milyon liralık bir alacak için sana yıllarca onur, itibar, para, şöhret velhasılı aklının ucundan dahi geçiremeyeceğin bir çok güzellikler kazandıran F.Bahçe'ni icraya verdiğin iddia ediliyor. Duyduğumda "O büyük adam. Mutlaka bir bildiği vardır" diye düşünmüş ve sana olan sevgimin eksilmemesi için kendimle çok mücadele etmiştim ancak başaramamıştım işte. Ardından yıllar sonra anlatılan başka olayları duyunca şaşkınlıktan az daha küçük dilimi yutasım geldi. Biliyorsun antrenörlük yıllarında deplasmanlara genelde otobüsle gidiliyordu. Otobüsle İstanbul'a dönüş başlamadan önce hangi futbolcu viski, hangisi şarap, hangisi bira içer, liste yaptırıp kasa kasa içkileri otobüse yükler, seyahat sırasında ise paketinden bir sigara çıkararak "Al şunu Tuna abine yaktır da gel" diye genç Müjdat'la Mustafa'ya emirler verirmişsin. İnanır mısın Ziya ağabey, gazoz kapakları ve takunyalarla taktik verdiğini söyleyenleri bile duydum. Bir de o kadar çok alkol alırmışsın ki; bir gün Engin Verel'in arabasıyla hareket halindeyken kendisine saldırınca, Engin'in arabayı boğaz köprüsünde durdurduğunu ve seni derdest ederek bagaja koyduğunu, evine kadar bagajda götürdüğünü söyleyenler dahi var. Tıpkı bir zamanlar Milli Takım menecerliği yaptığın dönemde İsviçre ile 0-0 berabere kaldığımız maç öncesi, F.Bahçeli Erdoğan Arıca'nın kaptan çıkması gerekirken pazubantı G.Saraylı Raşit Çetiner'in koluna taktığını ve Erdoğan tarafından "Nedir bu F.Bahçe kompleksi?" diye tepki gördüğünü söyleyenlerin olduğu gibi. Sevgili Ziya ağabey. Buradan sana yıllarca saygı duyan bir kardeşin olarak sesleniyorum. Seni hâlâ seviyorum. Biliyorum böyle olsun istemiyorsun ama bilmeden de olsa çok sevdiğin F.Bahçe'ye yanlış yaptığını düşünüyorum. F.Bahçe'nin; işler kötüyken değil de iyi giderken yanlışları tesbit eden, akıl verirken alternatifler sunan, hataları sürekli aynı yerde aramayan, çağdaş, donanımlı yorumculara ihtiyacı var. Gel sen bu işi bırak da; bizim gönlümüzde yine eskisi gibi "Müthiş kaptan Ziya" olarak kalmaya devam et.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.