'Başıboş çocuk' sorunu!..

A -
A +

Evet efenim yanlış duymadınız, başıboş çocuk sorunu diyorum...

 

Bana sorarsanız en büyük dertlerimizin başında yer alıyor. Şöyle bir etrafınıza bakın, en yakınlarınızı da katın, kim çocuğu ile ne kadar ilgileniyor. Sonra sokaklara çıkın, parklara gidin, minicik yavruları gözlemleyin, ne dediğimi anlayacaksınız. 

 

BU NEYİN RAHATLIĞI?

 

Eleştiri amaçlı değil tabii ki sadece farkındalık oluşturmak istiyorum. Havalar da soğuk çocukları evde zapt edemiyoruz, enerjilerini atsın, biraz sosyalleşsin, yaşıtları ile kaynaşsın diye oyun alanına götürdük. Gittiğimiz yerde veliler evlatlarını teslim ediyor, bir yandan da çayını kahvesini içip kafa dinleyebiliyor. Beni bir görün takımı derbi maçına çıkan teknik direktör gibiyim :) Sürekli komut, "ona dikkat et, arkadaki çocuk küçük, aman yavrum, sakın evladım..." Kafamı sola çevirdim, yanımda bir veli grubu çocukları hunharca tehlikeli hareketler yapıyor, aynı yerde 2 yaşında bebekler de var üstlerinden paldur küldür, atla ez, gariban yavrucak ağlıyor, onun da annesi başında değil. Evhamla alakalı bir durum değil, her şey anlık. Yapmayın, yavrularınızı takip edin, çok da belli etmeden gözlerinizi üstlerinden ayırmayın. 

 

ANLAMINI BİLMEDİKLERİ KÜFÜRLER...

 

Kapalı alanlara tövbe edip, açık alanlara doğru yöneldik. Aman ya Rabbi keşke hiç yönelmeseydik. 8-9 yaşlarında bir grup çocuk küfrün biri bin para, ağza alınmayacak laflar, sorsan anlamını bile bilmediği kelimeler, birbirilerini dövmeler. Araya giriyorum gayet nahif bir ses tonu ile "Evladım ne yapıyorsunuz, küçük çocuklar var niye küfrediyorsunuz, vurmasanıza birbirinize" diyorum, bana mısın diyen yok. "Vay benim büyüğümdür, etrafta küçük çocuklar var, dikkat edelim" asla umurlarında değil. Yüzüme bile bakmadan bildiklerini yapmaya devam ettiler... Bendeniz evlatlarımı bu toksik ortamdan da korumak adına gözyaşları, sümük ve çığlıklar eşliğinde eve taşıdım.

 

Yolda gelirken, bana sorarsanız 7 yaşında bile olmayan bir kız çocuğu 5 kiloluk su taşırken yere düşürdü, bizimkiler yardıma koşunca ana avrat küfretti. Bu kadar da olmaz dedim, "kızım ne biçim laf o yakışıyor mu?" diye söylendim. Yüzüme bakıp yoluna devam etti. 

 

ANNE BABALAR NEREDELER?

 

Çocuklarımız kiminle arkadaşlık yapıyor, nerelerde takılıyor, en önemlisi anne babalar olarak biz nerelerdeyiz? Ateşi yükseldiği zaman hastaneye koşuyoruz, aynı şeyi hareketlerinde bir farklılık gördüğümüzde bir psikiyatristten yardım almak için neden yapmıyoruz? Beden sağlığı ne kadar önemli ise ruh sağlığı da o kadar önemli. Bir şeyi olsun olmasın, 4 ayda bir götürün, konuşun, yardım alın hepimizin sağlıklı nesillere ihtiyacı var. Yakınlarıma bakıyorum, küçücük çocuklar sinir küpü, saldırgan, uyumsuz... "Psikologlar para tuzağı, hiçbir şeyi yok benim evladımın, çocuk o normal, daha küçük teyzesi, seneye geçer" hayır geçmez tedbirini almazsan hiçbir şey düzelmez. Düzgün araştırırsanız işini etik olarak yapan, para değil de insan odaklı doktorları da bulursunuz. İhtiyacı olanlar yazabilir, yönlendirebilirim. 

 

ARKADAŞ KURBANI!

 

İlk çocuğumu kucağıma aldığımda bir büyüğüm "El bebek gül bebek büyüttüğümüz yavrularımız bir arkadaşın kurbanı oluyor. Dilerim ömür boyu evladının karşısına iyi insanlar çıkar" demişti. O zaman tabii cahil ben bu ne demek "insan hayırlı olsun, Allah analı babalı büyütsün der" demiştim. Şimdi şimdi anlıyorum, bana duaların en güzelini etmiş... 

 

ÇOCUĞUN SUÇU NE?

 

Her şeyin başı anne ve babaların çocukları ile ilişkisi. Evet işten geldiniz, evet yorgunsunuz, evet izin gününüz, yatıp dinlenmek istiyorsunuz, evet kendinize zaman ayırmak istiyorsunuz, evet arkadaşlarınızla görüşmeye gitmek istiyor, karı koca baş başa tatil yapmak istiyorsunuz... Uzar da uzar peki çocuğun suçu ne? Sizin tercihinizdi onu dünyaya getirmek, her zorlukta önce kendinize bunu hatırlatmalısınız. 

 

ZORBALIĞIN YAŞI YOK

 

Anneler oradan buradan kısıp evlatlarını kreşlere veriyor, işlerine devam edip ev ekonomisine bir nebze olsun katkıda bulunmak için. Kreşlerin ücretleri de ateş pahası, peki buralarda neler oluyor? Geçen hafta Antalya'da yaşanan olayı görmüşsünüzdür. Maalesef zorbalığın yaşı yok. Muratpaşa ilçesindeki özel bir kreşte 2 yaşındaki bebek, uyku odasında iki çocuk tarafından bayılana kadar dayak yedi. Görüntüleri izlerken kanım dondu, talihsiz bebek tam 15 dakika boyunca darbedildi. Ona bunu yapanlar ise kendinden birkaç yaş büyük 2 çocuk oldu. Tüm bunlar yaşanırken çalışanların ruhu duymadı. Bir yerden sonra nefesim kesildi izleyemedim, anne babasını siz düşünün. Peki bu neyin öfkesi, bu çocuklar evlerinde ne yaşıyor, nasıl bu yaşta bu hâle geliyor. 

 

VİCDANLI ÇOCUKLAR YETİŞTİRMEK

 

Çocuklarınızı sevin, onlara sarılın, size bir şey anlattıklarında onları önemsediğinizi hissettirin ve gözlerinin içine bakarak dinleyin. Günlerinin nasıl geçtiğini sorun. Onu nelerin mutlu edip nelerin mutsuz ettiğini sorun. Her sıkıntısında çalacakları ilk kapının siz olduklarını öğretin. Vicdanlı çocuklar yetiştirin. Unutmayın mayası sizsiniz, gerisi arkadaş ortamı... Mayası sağlam ise hayatının geri kalanında da kendi gibi insanlarla birlikte olur.

 

AHMET'E MEZARINDA BİLE RAHAT VERMEDİLER

 

İtalyan şef Andrea Minguzzi'nin oğlu Mattia Ahmet Minguzzi İstanbul Kadıköy'deki bit pazarında 2 cani tarafından vahşice katledilmişti. Sanıklar hakkında 24 yıla kadar hapis cezası talebiyle hazırlanan iddianame geçtiğimiz günlerde kabul edildi. Bugün de ilk duruşmaları var. Duruşmaya saatler kala Minguzzi'nin mezarına saldırı düzenlendi. Ahmet'in ailesi de failin arkadaşları tarafından tehdit edildiklerini açıklamış, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına başvuruda bulunmuştu. İnsan hangi birine yansın, inanılır gibi değil. Dilerim caniler, acılı ailenin bir nebze olsun içini rahatlatacak cezayı alırlar.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Yalınız Efe11 Nisan 2025 10:27

Bütün sorunların temeli ahlâkî ve iktisadidir.