Geçen sene 5 yaşında olan oğlum ağır bir domuz gribi geçirdi. Özel bir hastaneye gittik, muayenesinin ardından ilaç verildi eve geldik. Çocuk yemeden içmeden kesildi, hâlsiz malum zorlamıyoruz. Hastalığı bir şekilde atlattı ama başıma inanamadığım bir olay geldi.
Sabah erkenden işe başladım, oğlum uyandı ve sürünerek yanıma geldi, önce çok ilgilenmedim naz yapıyor sandım, işime devam ettim. Aradan bir iki saat geçti, tuvalete doğru yerde emeklediğini fark ettim. 'Ne yapıyorsun oğlum, ayağa kalk ve yürü, niye sürünüyorsun?' diye sordum o da bana 'yürüyemiyorum ki anne' dedi. Eşime haber verdim, o da önce bizimle oyun oynadığını sandı ama çocuk gerçekten de yürüyemiyordu. Olayın ciddiyetinin farkına vardığımız gibi yine soluğu hastanede aldık. Doktor bize 'Hastalık eklemlerini etkilemiş, bol bol sıvı tüketsin, geçmezse yatış veririz, çocuğu şimdi hastanede tutmayalım, evde takibini yapın, duruma göre haberleşiriz' dedi. Döndük eve saatler geçti, babası da ben de sürekli su, meyve suyu içiriyoruz zorla ama değişen bir şey yok. Gece yarısı sızlanmaya başladı, çok da güçlüdür yavrum belli etmemeye çalışıyor... Tabii ben durur muyum, kaldırdım herkesi çıktık yine yola… Bu defa Bağcılar'da bulunan bayağı donanımlı özel bir hastaneye gittik. Bu arada çocuklarım küçük olduğu ve sürekli bir sebepten ötürü hastanelere taşıdığım için mecbur özel sağlık sigortası yapmıştım, çünkü o rakamların altından kalkamıyordum.
Hastanenin, sigorta şirketim ile anlaşması da vardı, herhangi bir ücret ödememem gerektiğini biliyordum. Kız kardeşim de sigortacı aynı zamanda az çok neyi kapsar neyi kapsamaz biliyorum. Uzatmadan sonuca geçeyim. Yine muayene oldu, durumu özetledik bu defa doktor direkt yatış istedi. Bizi önce Hasta Yatış’a yönlendirdiler, orada günlüğü 10 bin liradan 3 gün için 30 bin TL para istediler. Kendilerine sigortamın olduğunu, üzerimde böyle bir para olmadığını söyledim. Sözde kendilerini garantiye alıyorlar, karşılamama gibi bir durum olursa mağdur olmasınlarmış... Tabii o an parayı düşünecek hâlimiz yok, çocuk acı çekiyor, gecenin 2'si bırakacak kimsemiz olmadığı için 3 yaşındaki kız kardeşini de kendimizle sürükledik, perişan hâldeyiz. Ben yine üzerimde bu miktarda para olmadığını sıkıntı çıkarsa ödeyeceğimi yineledim. Yetkili de bana 'eee peki madem çocuk da küçük, siz odaya geçin' diye yarım ağızla bir iki cümle mırıldandı. Bu arada sigorta şirketine ön onay için 3 günlük yatış talebinde bulunmuşlar. Neyse biz odaya geçtik, sadece bir serum takılması için inanın 2,5 saat bekledik. Düşünün burası özel hastane, iki küçük çocukla çaresizce rica minnet oraya buraya koşuyorum, işleri hızlandırsınlar diye. Yok yok yok, ne gelen var ne giden öylece bekliyoruz. En son canıma tak etti, girişteki çalışana 'İptal edin her şeyi yatış falan da istemiyoruz' dedim ve çıktık eve döndük. Ertesi günde çok şükür oğlum düzeldi, iyi ki yatırmamışım. İki gün sonra gelen bir bilgilendirme mesajı ile şaşkına döndüm.
Sanki hastanede yatmışız gibi şirketten para talep edilmiş. İnanın o kadar sinir oldum ki, resmen dolandırıcılık. Bu işin ucu sadece özel sağlık sigortasına değil devlete de gidiyor. Sonuçta Tamamlayıcı Sağlık Sigortası olduğu için bir kısmı devletten talep ediliyor. Sonrasında gerekli yerlere aradım, böyle bir hizmet almadığımızı ve herhangi bir ücret ödenmemesi gerektiği konusunda uyarıda bulundum. Fark etmeseydim, bu parayı ceplerine atacaklardı. Bu sadece bir örnek...
Maalesef birçok özel hastanede öncelik sağlık değil, iş ticarete dökülmüş durumda. Bizler vatandaş olarak üzerimize düşeni yapacağız, sesimizi duyuracağız ki bu dolandırıcılıkların sonu gelsin.
Bakın çok değil ya birkaç ay önce neyi konuşuyorduk, yenidoğan yoğun bakımlarında yaşanan skandalları. Kaç bebek para uğruna harcandı, kaç anne baba acı ile o hastane köşelerinde sabahladı. Kaç yavrunun hayatı o ünitelerde keyfî uygulamalarla son buldu. Çeteyi çökerten Savcı Engin Yavuz'u hepimiz tebrik etmedik mi? (Hayranıyım bu arada kendisinin) Halk kahramanı ilan etmedik mi? Gözümüzün önünde örnekler varken biz niye harekete geçmeyelim? Takip edin, e-Nabız’dan sürekli yaptırdığınız işlemlere bakın, orada enjeksiyondan bandına, pamuğuna kadar yazılı her şey… Takip edin kalem kalem sizin 5 dakikanızı almayacak ama devletin paralarını alacak...
Son olarak geçtiğimiz günlerde Sağlık Bakanlığı da özel hastanelerdeki fahiş fiyat uygulamalarının önüne geçmek adına Türkiye Sağlık Hizmetleri Kalite ve Akreditasyon Enstitüsünden (TÜSKA) akreditasyon belgesi alınmasının zorunlu olduğunu duyurdu. Karar Resmî Gazete'de de yayımlandı. İşin teknik boyutunu merak ederseniz yeni yönetmeliğin detaylarını gazetemizde yayınlamıştık.
Özel hastanelerde fahiş fiyata son! Başlıklı haberimizle bilgilenebilirsiniz.
Tebrikler sevda hanım
Hastaneler devletleştirilmelidir ve Bakanlık denetlemelidir.