Birkaç gün önce sosyal medyada bir videoya denk geldim. Bir genç, dışarıda her yemek yediğinde zehirlendiğini söylüyor. Verdiği mekân isimleri ise genelde zincir restoranlara ait. Altında da bir yorum vardı: "Almanya'da yediğim hamburger ile Türkiye'deki arasında dağlar kadar fark var. Türkiye'deki kayış gibi...”
Bunun akabinde Yum! Brands, Türkiye'deki tüm KFC ile Pizza Hut restoranlarının sahibi ve işletmecisi olan İş Gıda'yla anlaşmalarını, standartlarını karşılayamaması sebebiyle feshettiğini duyurdu. İş Gıda sürecin devam ettiğini açıklasa da Yum! Brands'a hak vermemek elde değil. Tarım ve Orman Bakanlığı, neredeyse her gün taklit ve tağşiş ürünler listesini açıklıyor. Ünlü markaların ürünlerinde bile hile var. Zeytinyağı zeytinyağı değil, et et değil...
Son yıllarda eşek popülasyonundaki düşüş de kuşkularımı güçlendiriyor. Dışarıda gördüğüm her etten şüphe ediyorum. Ayrıca yemek yediğim 10 restorandan en fazla 2 tanesinden memnun kalıyorum. Eskiden tavuk dönerin bile bir lezzeti vardı. İçinde sos dahi bulunmazdı. Bazen kendime ben mi yaşlandım diye soruyorum ama etrafımda kiminle konuşsam aynı durumdan şikâyetçi. Ve işini bu kadar kötü yapan dükkânların çoğu ayakta duruyor. Halk olarak bunu kendimize yakıştırmamamız gerekiyor. Ben, bir yerden memnun kalmazsam ikinci defa gitmiyorum. Herkesin de böyle yapması şart. Esnafı da düşünecek durumda değilim. Çünkü onlar da bizi düşünmüyor. Tek dertleri kâr. Size tavsiyem uzun süre dışarıdan yemeyin, belki herkes kendine çekidüzen verir.
Sadece liste yayınlamakla olmaz. Bunu engellemek lazım. Devlet bunun için vardır.