Sadece Petkoviç'in sektireceği topları hesap edememiş Ziya Hoca... Soyunma odasında çizdiği şablona mahkûm etti rakibi. Kabaca tarif edersek, bir taraf takım olarak kapanıyor, kestiği toplardan çabuk hücumlarla gol arıyor... Diğeri prese boğulmuş, adım atacak boş alan arıyor. Bir kaç kere saymak zorunda kaldım, fazla gibi oynuyorduk. Yerden bordo - mavili fışkırıyordu. Veteranlarla gençlerin oyununa döndü mücadele. Şampiyonlar Ligi gediklisi bir takımın bu hallere düşeceğini görmesem inanmazdım. Adı büyük Dinamo, futbolda fukara kaldı. Teslim oldular, Hasan, Hüseyin, Adem'l#re. Son derece kararlı bizim çocuklar. Her hamlesi tutarlı. Girdiği yerden boş çıkan olmadı. Petkoviç iyi hazırlanamamış. Tereddütlü hamleleri cesaret verdi rakibe. Kaleyi gören şut attı. Golde onlar takip etti. Sonrasında kuş uçurtmadı savunma. Fatih'i seyretti Ukrayna. Etrafı rakip dolu. İndirdi ayağına, çevirdi çevirdi gole koşan arkadaşına uzattı. Taktik süper işliyordu. Yattara'yı gösterdi, Gökdeniz ile vurdu Ziya Hoca. Atılması çok zor bir gol üretti çocuk. Kaleciye takıldı, yuvarlanırken topu kaleye aşırttı. Onun taklaları devam ederken, topu içeriden çıkarıyorlardı... Gökdeniz'i indirdiler, verilmeyen penaltıya yanarken, Yattara havalandırdı fileleri. Ay - yıldız bayraklı bordo - mavililer, şenlendirdi Ukrayna'yı. Tempo arttırdı Trabzonspor, tersine döndü oyun. Onlar kapanmak zorunda kaldılar. Skoru artırmak için yüklendi bordo - mavililer, tekmeler havada uçmaya başladı. Tribünleri şaşırdı, futbolcuları yere bakıyordu, hocası teslim oldu kaldı. İnanılmaz goller kaçtı. Çok büyütmüşüz gözümüzde. Hazır değillerdi bu pozisyonlara, yakalananlar gol olsaydı rövanşı oynatmazdı UEFA. Köşeye sığmaz bu maçın yorumu. Türk futbolcusunun yeteneği, üç kelime ile tarif edilemez. Malzemeyi maksimum verimli kullanan bir teknik adam yazı ile anlatılamaz.