Alkışlarla!

Buz gibi hava, kördöğüşüne dönmüş futbol ve bu oyunu yorumlamak zorunda olan ben.. Dikkat kesildim, her tarafı süzüyorum, sadece tribünlerden ses geliyor. Sahada anlamsız bir koşuşturmaca. Hakemin keskin düdükleri yükseliyor bazen. İşimizin zor tarafı, neresini yazarsın bu oyunun. Ankaragücü diye bir takım yok sahada. Sinmiş, kabuğuna çekilmiş, her adamına markaj vermiş Lav. Durdurmaktan başka hiçbir düşüncesi olmayan çirkin bir yapı.. UEFA'nın 8 takımından biri lig lideri koca Beşiktaş.. Yaz, doldur sayfaları daha ne istiyorsun? İlk 45'te bir güzel hareket çıktı. Önüne düşen topa isabetli vurdu Ahmet Dursun. Zafer'in dikildiği direklerarasına tutan ilk vuruştu. Öne geçti Beşiktaş. El ele tuttu siyah-beyazlı futbolcular, kendi kulübelerine yöneldiler. Yedeği, ası sarıldılar Lucescu'ya, yumak oldular. Burası çok hoş. Bir dakika süren keyif anı.. Öncesi, sonrası, soğuk, sıkıntı, stres.. Kocakarı soğuğu mudur nedir, devreye yağmuru soktu. Islattı zemini, işimiz hepten zora girdi. Halı üzerinde bir verimli hareket bile yapamayan futbolcular kaygan zeminde ne eder? Daha beter oldu futbol. Paslar yerini bulmadı, yerinde bir hareket olmadı. Ankaragücü biraz öne çıktı, skorun altından kalkmak için adım attı, Lucescu'nun meşhur savunma duvarına takıldı. Kötüleri çoktu gecenin.. Aferini kendime veriyorum, köşeyi doldurduğum için.. Bülent Uzun'un notunu pekiyi geçiyorum, desteğini hiç kesmeyen taraftarı alkışlıyorum.