At binenin, kılıç...

A -
A +

Bir daire düşünün, dış çizgiye futbol kulüpleri yapışık, içini de antrenörler doldurmuş olsun. Ekonomik imkanları yüksek 40 kadar kulüp ve onlarda nöbetleşe değişmeli olarak görev alan 30-35 teknik adam ve yabancı hocalar. Kendini içeri atan yabancıların isimleri çok çabuk değişiyor fakat yerlilerden öyle hocalar var ki; hiç bir şey üretmemelerine rağmen yapışmışlar çerçeveye, ayrılmıyorlar... Haziran'larda devran dönmeye başlıyor. İçerdekilerin bir kısmı, kulüplerin başına geçiyor. Yabancılar da yerini alıyor. İş bulamayan 10-15 kişi dairenin içinde kalıyor... Transferler, hazırlık maçları, büyük umutlarla mücadele başlıyor. 8-10 haftaya varmadan yaprak dökümü. Hocalar gidiyor, hocalar geliyor. Futbolun değişmez kuralı. İşin ilginç tarafı, işine son verilenler kesinlikle dairenin içine kalıyor, içerde bekleyenler nöbeti devralıyor. Bir kaç hafta daha... Ayrılanlar çoğalıyor, aynı şekilde değişim devam ediyor. Lig başı, lig ortası, lig sonu, kulüpler aynı, hocalar aynı. Birinin kovduğuna diğeri bel bağlıyor. 14 kulüpte işine son verilip 15.'sinde iş bulanlar var bu ülkede. Bir sezonda üç kulübü düşürüp yeni sezonda en iddialı şekilde kulübeye oturanları bilirim... Başkanlar, yöneticiler ve medya veriyor kararı. Bakanlar, vekiller, kartviziti değerli olanlar belirleyici rol oynuyor. Onun içindir ki dairenin içinde yer alan her teknik adamın bir dayısı, bir ağası vardır... Dışardan birinin içeri girmesi mümkün değildir. Memleketteki ağa sayısı, daire hocaları sayısına eşittir. Yeni birinin yeni bir ağa bulması hemen hemen imkânsızdır... Dahası; kendine has kuralları vardır dairenin. Çok akıllı, çok bilgili, işinin ustası olsan da yetmez. Mutlaka bu maharetli insanların yanında çalışman gerekiyor. Sizler de tahmin edersiniz, o sebepten isim vermeyeceğim. Bir yeni teknik direktör adayı bu hocaların yanında çalışsa ne öğrenir? Kaç hoca var bu ülkede yanındakine bir şeyler katsın... Hepsi, herşeyi, herkeslerden çok biliyor ama biri hepsinden farklı yapıyor. Sorsan, bir damla alttan almazlar, bin türlü mazeretle kılıf uydururlar. Hiç bir zaman ortam uygun olmamıştır, onlar da yaparmış da şartlar müsait değilmiş. Onu dünya futbolu kaptı, biz daire hocalarına kaldık... Alman Milli Takımı'nın başına, hiç tecrübesi olmayan Völler'i getirmişler. Son Avrupa Şampiyonası'nda futbolu yeni bırakan Rijkaard Hollanda'nın teknik direktörüydü. Gullit formasını giydiği dünyanın en pahalı takımı Chelsea'de antrenör - futbolcu olarak çalıştı. O bıraktı, yerine Vialli geçti. Robson'lar, Keagan'lar, Brehme'ler, Koeman'lar, Mancini'ler, daha daha niceleri.... Adamlar insanına güveniyor. Karvizite, isme, resme bakmadan akıllı olana görev veriyor. Üç gün önce dünya futbol ustası Hagi'ye yol verdi bu sistem. Biz gönderdik, onlar milli takımlarını teslim etti... Adamlar bir hocayı 10-15 yıl tutuyor. Çünkü hoca onlara kazandırıyor. Onlar hocadan ne beklediğini biliyor, hoca usta onlara fazlasını veriyor. Bizde görev verenler bilmiyor, göreve gelenler bilmiyor. Onun içindir ki; devran saha dışı vasıflarla dönüyor...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.