Atay başkan ve yönetimi dipte almıştı kulübü. En ufak bir kıpırdanma başarı sayılacaktı. Fazlasını yaptılar. Çok maç kazandılar üst üste. Verimli hareket içinde değerine değer kattı futbolcular. Hiç hesapta yokken çıktı bu noktaya Trabzonspor. Mevcutlara yetmezken bütçe, daha büyük hedeflere kilitlendi camia. Vergi borcu kapıda bekliyor. Maç başılar, primler, transferden kalan alacaklar. Biten sezonun hesabı kapanmadan yeni sezon başlıyor. Takviyeye ihtiyacı var kadronun. En az üç A kalite futbolcu gerekli. Kulübeden çıkamayan yabancılar fayda etmiyor. Dün ucuz mâliyetli deyip geçiştirildi. Bugün mümkün değil. Formayı işgâl etmeleri bile zarar. Rakipler aldı başını gidiyor. Önde tamamlayan bile gücüne güç katıyor. Beşiktaş, G.Saray yeniden yapılanıyor. Milyon dolarları hazırlamış, transfer pazarına dalmış. Beklentilerin yükseldiği ortamda nasıl karşı durulacak bu güce? Önceki faturayı kapatmaya yetmeyen imkânlar seneyi nasıl kaldıracak? Biten seneden ne kaldı geriye? Lig ikinciliği, memleketin kupası ve daha büyük mâliyet isteyen bir Trabzonspor. Ne yapsın bordo - mavi severler? Sevinsin mi, dertlensin mi? Geçmişle yaşanmıyor ki, geleceği parlatmak gerek. Hangi imkânla hazırlanacaksın? Dereceyi bir tarafa koyduğun anda sorunlarla başbaşa kalıyorsun. Mâliyetler yükseldi artık. Ucuz transferi kabul ettiremezsin. İşe yaramayanları tutamazsın. Eldekileri memnun etmek için bütçeyi zorlamalısın. Düşük paralarla kimseyi bünyeye katamazsın. Aralık genel kurulunda çok geçmiştim bu köşeden. Bir Abramoviç'e mecbur kulüp demiştim. Kurumsallaşmak, imkânlar içinde profesyonel yapıyı kurmak, sahip olunan malzemeyi verimli kullanmak... Buna benzer şeyler yetmez. Hesapları doğru tutuyorsunuz diye kimse sizi tercih etmez. Parayı veren düdüğü çalar bu âlemde. Onlardan artanlar sizi tercih eder. Artıklarla rakipleri geçemezsiniz. Onun için kendi Abramoviç'ini bulmalı Trabzonspor. Gökdeniz meselesi iyi bir örnek. Ne yaparsanız yapın yeniden anlaşamazsınız. Ona verseniz öbürleri ister. Takım içi dengeler bozulur. Elde yok, olsa da veremezsiniz. "Sen bizim evladımızsın" masal oldu bu alemde. Çocuk bilmiyor mu, futbol hayatı bittikten sonra yüzüne bakan olmayacak. Fazlasını ödüyor rakipler, nasıl önünü keseceksiniz? Seneye mukavelesi sona eriyor, çocuk serbest kalıyor. İknâ edip oynatmak mümkün değil. Gönülsüz işten burunsuz çocuk doğarmış. Kaldı ki, alıcısı varken satmak en kârlısı. Yine en baştaki söze geri döndük. Üye kampanyası, sevenlerin desteği, kulüp gelirleri hesabı kapatmıyor. Dar bir kalıp içine kilitlenmiş Trabzonspor. Ayağını yorganına göre uzatmak zorunda. Başkan ve yönetimi yorgan. Beklenti sahipleri ayak. Nasıl kapanacak bu açık? Yani yorganın boyu kısa. Camia insanı sorunlu. Her beyin ayrı fikirde. Hep beraber horona giren olmuyor. Ayaklar da kontrole alınmıyor. Nasıl ısınacak bu camia? İşte bu sebeplerden Abramoviç diyorum. Daha da ağırlaştı lig. Kulüp gelirleri tekeri çevirmeye yetmiyor. Yeni takviyeler nasıl yapılacak? Yapılanma ile çok zaman kaybetti Trabzonspor. Yapıldı denilen ne ki? Kulüp gelirleri zaptırapt altına alındı, hepsi bu kadar. Birisi çıksın, 10 sene öncesinden farklı bir şey söylesin, alnından öpeyim. Yayın gelirlerinden başka realist bir kaynak gösterin. Aziz Yıldırım'ın ne zararı oldu F.Bahçe'ye. Cebinden ödeyerek kulübün yönünü değiştirdi. Stadı para basıyor. Reklam gelirleri tavana vurdu. Kurbağalı dereden dünya kalitesi tesislere kavuştular. Alternatifli kadrosu göz kamaştırıyor. Senin içeride tutamadığın kendi değerine üç katı fazlasını ödüyor. Aleme açılmış, en iyilerle yarışıyor. Sayın başkan ve arkadaşlarını yermiyorum. Sahip oldukları imkânların hepsini kullandıklarından en ufak bir şüphem yok. Fakat sona geldiler. Bundan sonrası yerinde saymaktır. Uykuları kaçıyordur başkanın. Taşıma suyla değirmenin dönmeyeceğini o da biliyor. Yok mudur bu camianın bir Aziz Yıldırım'ı. Sayın başkan bir güzellik yaptınız, mevcut malzemenin verimli kullanılmasına ortam kurdunuz. Gelin bir hamle daha yapın, dillendirin bu gerçeği. Camianın güçlü insanlarını göreve çağırın. Engellerin kalkmasına yardımcı olun...