Buz dansı

A -
A +

Tam bir skandal yaşadık. Senenin 2003 olduğu zamanda hava şartlarına teslim olduk. Bir futbolcumuzun dahi normal hareket edemediği ortamda futbol değerlerinden söz etmemiz mümkün değil. Taktiği, sistemi, oyuncu seçimini, herşeyi bir tarafa bıraktım, ayakta duracak, bir sonraki hamleyi yapacak imkanımız yoktu. Ne kadar da acemi kaldık. Bu ülkede hiç mi soğuk olmaz, hiç mi zemin buz tutmaz? Böyle sahalarda maç oynamadık mı? Adidas'ı, Puma'sı, Nike'ı neleri ürettiler buz sahalar için. Bir şekil uyduramadınız. Elin oğlu fink atıyor, feyk üstüne feyk yapıyor. Göz markajıyla rakip durdurulmaz ki. Daha önceden araştırılıp çare bulunmalıydı. Dinyakoslar, altı çivili ayakabılar, tornada sivriltilmiş vidalar kimsenin aklına gelmedi mi?.. Dörtlü defans, çabuk hücumcular, tekniği yüksek orta saha... Başlangıçta saha dizilişi güzel, rakibe göre doğru kurulmuş bir şekil. Fakat en önemli mesele pas geçilmiş, Hiç bir hamleyi zamanında yapamadık. Şansımıza rakip kötü, şurada bitirmediler işimizi... Futbol adına ne söyleyebilirim? Bizimkiler için sadece sıfır. Adamların savunması hiç hata yapmadı, orta sahası aksamadı, 10 numaraları Rubins futbol resitali verdi. 9 numaraları Verpakovskis başka bir zeminde koşuyordu sanki. Ayaklar durdu, çeneler çalışır oldu. Okan, Emre, Rüştü lâf kalabalığından cezalı duruma düştü. Rüştü rövanşta yok, dilerim bedeli ağır olmaz. Emre Aşık mücadelenin önemini kavrayamadı, çok anlamsız ve de gereksiz iki hareketle dışarı düştü. Yediğimiz gol hatalar zincirinden doğdu. Uzun topa Bülent dokunamadı, Verpakovskis kaptı, Emre'yi ikiye katladı, Rüştü'nün yanından filelere bıraktı. Her hareketi rahatlıkla yaptı, ne ayağı kaydı ne de vuruş şaştı. Bir büyük oyunu kaybettik. Mazeretemiz hazır, çirkef Letonyalılar sahayı ıslattılar, ayakta duramadık, hakem kötüydü, o sakat, bu formsuzdu.... İnönü'de hesabını sorarız. Olur, görürsem söylerim. Biz bu kafayla daha çok yaya kalırız. Bu maça kadar her önemli oyunda forma giyen Hakan tribünde. Sebebi nedir, çözemedim. İlhan, Ergün, Okan tombaladan çıkmış olmalı. Avrupa'yı sallayan Nihat saklandı durdu. Ne görev verildi de bu derece silik kaldı. Tugay, Emre, Fatih, İbrahim ya da bir başkası... Bu kadar kötü oynadıklarına inanamıyorum... Bir tanesinin canı sıkılmadı. Şenol hoca zamanında müdahale edemedi, Takımın sahadaki aczini seyretti kaldı. Diyeceğimiz şu ki, rakip zayıf, eğer kaybetmemize sebep olacak yeni mazeretler üretmezsek eleriz bunları. Sahip olduğumuz gerçek potansiyeli sahaya yansıtırsak kazanırız.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.