Oyunun adı derbi, yavan futbol hepimizi gerdi... Ne geçmişiyle, ne de geleceğiyle hiç alakası yoktu. Sanıyorum bugüne kadar böyle bir derbi hiç olmamıştır. Takip edin göreceksiniz, gelecekte de bir benzerini oynamayacaklar. Taktikler çabuk hücum üzerine verilmiş. Uzatmaları oynuyorlardı sanki... Daha maçın başında ilk atağında golü buldu Trabzonspor. Çok geçmeden, golcü müsveddesi Christian karşılık verdi. Gollerin oluşumu yönlendirdi futbolcuları herhalde. Atağı hazırlama, top dolaştırarak rakibin boş bıraktığı taraftan adam kaçırma falan hiç yok. Takım savunmalarına dikkat ettim, hazırlanmaya da gerek yok aslında. Yeteneği olan, koşacak dermanı bulunan cezasahasının içinde buluyor kendini... Bu ne şekil savunma düzeni? Ne kademe, ne yardımlaşma, ne ilk topa basma, rakibi paylaşma ya da alan daraltarak çıkışını engelleme... Ligin zirvesinin iki takımı oynuyor, kaliteden eser yok. Hücumcular becerikli desen, o da değil. Kale sahasında komik işler yapıyorlar. Tabelaya etki eden hareketleri bile savunmalar üretti. Trabzonspor'un gücü bu kadar. Sahip olunan imkanlar içinde özrü kabul edilebilir. G.Saray'ın açıklanamaz dökülmesi devam ediyor. Bir tanesi iyi futbol oynamadı. Sayın Terim'in "değiştir taktiği" işe yaramadı. Bu sefer de, tandemi iptâl etti hoca. Üçlü defans, öncesinden güvenliydi fakat önündeki orta sahanın onlara yardımı sıfırdı. Hakem Selçuk Dereli, çok gayret etti. Oldukça da faydası dokundu... Trabzonspor'un ilişikileri her zaman G.Saray'la iyidir, bu zor gününde yardımı esirgemediler. Takım olarak nasıl maç kaybedilirin örneğini verdiler. Samet hocanın bizden farkı, o çizgilerin kenarından seyrediyordu. Oyuna karışmasının zararı daha çok oldu.