Zaman değişti, devir değişti. ligde var olmanın şartları değişti. Paranın belirleyici olduğu yarışta Trabzonspor fakir kaldı. Bir zamanlar kendi şampiyonluğu için ter döken Trabzonspor, artık başkalarının sevincini tayin eder oldu. Paranın gözü çıksın. Helâl olsun Samet hocaya. Bu malzemeyle bu derece futbol. İki hocayı yer değiştir, siyah-beyaz fark atar. Biri tüm imkânlarını kazanmak için kullanıyor, biri her hattıyla sahasına kapanmış, bir puanı kâr sayıyor. Türk futbolu adına ne kötü bir şekil. Dünya üçüncüsü bir ülkenin lig lideri bu kadar çaresiz kalır mı? Bir de bu futbola sahip çıkanlar var. Sadece skor peşinde koşanlar, çirkin futbola alkış tutuyor. Topa sahip olma oranları neredeyse yetmişe otuz. Oyunun hakimi tartışmasız Trabzonspor. Lig lideri, takım savunmasının her türlü varyasyonunu gösteriyor. Haksızlık etmeyelim, bunu iyi çalıştırmış Rumen arkadaş. Yüzün üzerinde atak yediler, sadece dört pozisyon verdiler. Samet hocanın sevdiğim yanı, oyun düşüncesi. Her fırsatta hücum istediler. En geriden, orta sahadan atağı hazırladılar, sayısız pas, orta ile gol sahasına çıkarttılar. Fark olması gerekirken birle bitirdiler. Mehmet Yılmaz yetersiz kaldı. Somers ve Gökdeniz'in araya sızmaları da sonuç vermedi. Dakika 80'de dokundu Fatih, o ana kadar topla buluşmakta zorlanan kaptan tabelayı değiştirdi. Santrası yapılamayan bir gol buldu Beşiktaş. 90 dakikanın birinde, o da mecburiyetten hücum düşündüler, üç puanın birini kurtardılar. Haftaları geri geri tüketen Beşikteş, puanın ihtiyaç olduğu yerde bir kayıp daha verdi. Hakem Kuddusi Müftüoğlu iyi bir yönetim gösterdi.