Feyyaz Uçar beraberliğe kurmuş taktiği. Şansa bir gol bulursa bayram yapacak. Kalesinde gördüğü rekor gollerin peşinden başkasını düşünemezdi zaten. Sıralamanın dibine yerleştiği ortamda bu düzen normal kabul edilebilir... Hedefi şampiyonluk olan Şenol Güneş'in oyun mantığını nasıl izâh edelim? Maçın tamamında rakibin yapacağı savunma hatasını bekledi durdu. Önceden planlamışsın, bir kaç pozisyon da bulmuşsun... Karşı karşıya atamamışsın. Dakikalar geçtikçe puanların ikisinin elden kaçtığı görüyorsun. Kulübede üstünü başını yırtmanın ne faydası var? Değiştir içerideki yapıyı. Rakibin hatasını beklemekten vazgeç, onu hataya zorla. Yığmışsın orta sahaya tüm golcüleri, bekle ki arkaya biri kaçsın. Üç kaçtılar, beş kaçtılar, desteğe gelen yok. Koy kalenin önüne iki - üç dikilen adam. Kaçan futbolcunu tamamlasın... İzledikçe hayrete düştüm. Hani hep söylenir ya, bu hoca oyunu okuyamıyor diye. Dünya üçüncüsü bir teknik adamın şahsında bu olayı tüm açıklığıyla seyrettik... Bu kafa ile kaostan kurtulamaz Trabzonspor. Kaosu oluşturan sebepler bünyede mevcutken, aydınlığa çıkamaz Trabzonspor. Hep söylerim ve yazarım, futbol oyununda devrim çizgilerin içinden gerçekleşir. İşi görecek beyinler defolu Trabzonspor'da... 85 dakika uyudular sahada. Trabzonspor'un odun ayaklı futbolcusu Hüseyin, rakip Effa'ya asist yaptığı anda maça hareket geldi. Ceza sahası dışında indirdi Erdinç, Erol Ersoy ve yardımcısı içeri taşıdı. Hakem bey penaltı gol olmasın diye uğraştı fakat Mert bir kere daha Jefferson'u ters köşeye yatırdı... İşte o andan sonra hocaların kontrolünden çıktı oyun. 85 dakikayı boşa harcayan bordo - mavililerin aklı başına geldi. Puanların birini kurtarmak için çabalamaya başladılar. Rakibi hataya zorlamayı da aştılar, kendi yeteneklerini devreye soktular. Mağlubiyetin beraberlikten fazla zarar vereceği inancı ile kontrolsüzce öne çıktılar. Beş dakikalık futbolda har şey vardı. Farka bile gidebilirdi Malatya. Üç - beş kere eksik yakaladılar Trabzon savunmasını. Kendileri de inanamadı, geri döndüler. Yana, geriye paslarla vakit geçirmeye oynadılar... Oyunun adı futbol, bir anlık boş hamleyi affetmiyor. Yeni bir gol atmak istemeyeni anında cezalandırıyor. 85 dakika uyurgezer dolaşan bordo - mavilileri tokatlıyor. Ardından, bir şans anında öne geçip futbolun gereğinden kaçan Malatya'yı yolda bırakıyor... Şu oyunun söylediği, iki hoca da formsuzdu. Mevcut malzemeyi verimli kullanamadılar. Maçtan önce kurdukları düzene mâhkûm kaldılar. Mücadelenin seyrine müdahale edemediler. Zamanın fazlasını birbirini rahatsız etmeden, göz markajıyla geçiren futbolcularını oyunun içine sokamadılar. Maçı kazanmak için en ufak risk almadan gözlerinin önünde dikilen futbolcularını izlediler... Trabzonspor'un futbolcu kalitesiyle çelişen performansı endişe verici. Bu çarpık yapının açıklaması yok...