Denemeye devam

A -
A +

İki farklı devre oynadık. İlk bölümde takım savunmasında başarılı, hücumda etkisiz kaldık. İkinci bölümde hem hücumda, hem defansta tel tel döküldük... İlk yarıda; iki uç adamdan başlayan pres anlayışı, kademeli olarak Arnavutlar'ı sıkıştırdı. Orta blok ve geri dörtlü, hiç boş kalmadı, en yakınındakine yaklaşarak Arnavutlar'ın pas bağlantılarını kesti. Arnavutlar'ın bir kaç kez, çabuk paslarla presi kırmasında, savunma güvenliğimiz hiç aksamadı. Orta göbekte iki Ümit ve Alpay başarılı oldu. Topun atılacağı bölgelere kademeli olarak yerinde hamlelerle rakibi etkisiz kıldılar. Orta sahanın alan paylaşımı, rakibi karşılamasında aksama yoktu. Kendi aralarında pas bağlantısı beklenen olgunlukta değildi. Teknik kapasiteleri yüksek olmasına rağmen birbirlerine uyumları zayıftı. İlk yarıda görev yapan Hasan Özer ve Oktay ile uyumda da zorluk çektiler. Ne kendilerine pozisyon oluşturdular, ne de ileri ikiliye gol olacak pas atabildiler. Rakip savunmanın arasına toplu - topsuz koşuları bir kaç kez Yıldıray denedi, bir kez de Nihat ama netice alamadılar... İkinci yarıda presi gevşettik. Arnavutlar'a olgun atak geliştirme fırsatı verdik. 45 dakikalık baskılı futbolu bıraktık. Orta sahanın direnci kayboldu. Çok adamla kalemize gelen Arnavutlar üst üste pozisyonlar buldu. Golü yedikten sonra tamamen dağıldık. Son derece kontrolsüz, toplama takım görüntüsünde, ne yaptığını bilmez hale döndük... Adı milli, niteliği özel olan maçtan istediğimizi aldık. Öncelikle dünya futbolunda ses getirmemiz için yerleştirmek zorunda olduğumuz sistemi denedik. Kafalardaki soruların cevabını bulduk. Ne yaparsak olur, ne yapmazsak olmazı gördük. Daha çok maçlar yapmalıyız. Oyun taktiğini eksiksiz yerleştirmeliyiz. Forma giyenler değişse de sistemi kalıcı kurmalıyız...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.