4 Dünya Kupası gördüm, 3'ünde oynadım! Böylesini görmedim. Samsun'u ertelediler. Bıraktığı yerden devam dediler. Dün kar çizgileri kapladı. Bugüne attılar. Orada çim bozuktu, burada çizgi kayboldu. Arada fark yok. Futbol alanı maç oynamaya müsait değil. Ha Ali, ha Veli... Arada ne fark var ki? İki gün önce, bu köşeden Rasim Kara'lı Yozgatspor'da hareket var demişiz. Lucescu'nun bu tip maçları sevmediğini, olumsuz hava şartlarından etkilendiğini, hele hele kar gördü mü nalları diktiğini yazmışız. Üzüm üzüme baka baka karardı. Hocasına benzedi sarı-kırmızılı futbolcular. Resmen dondu kaldılar. Kendi gibi oynayan bir futbolcusu yoktu G.Saray'ın. Sayın Fatih Altaylı, Şenol Güneş için buyurmuştu: "Dereyi geçtik, atı değiştirelim." Usta sen önce takımına bak. Derede boğuldunuz. Bari ekibini kurtar. Rumen sebebi bulur, ona inanmak isteyenler kafayı sallar. Moraller bozuk, cepler boş, kötü zemin, rakip de çok saldırgandı... Anlat anlat... Dinlemesi güzel oluyor. Rasim Kara ne yapsın? Tükenmiş bir ekibin başına geçiyor. Uyduracak bir mazereti yok. Çünkü onun kafası sallayıcıları yok. O bir memleket çocuğu. O üretmek, o hep kazanan olmak mecburiyetinde. Tebrikler sevgili hocam. Şansınız bol, yolunuz açık olsun. Birkaç adam fazla oynadı Yozgatspor. İki Bülent formayı yanlış giymiş. Kırmızı-siyah olsaydılar; bu kadar faydaları olmazdı. Ayhan, Murat, Ümit... Yozgatspor için çok verimli oldular! Ama dur. G.Saray'ı yenmek kolay değil! Yıllardır alıştırdılar. Hakemi var onların. Son 10 dakika, hakem Selçuk Dereli çıktı sahneye. Cinayete teşebbüs hamlesinden atamadı Sergen'i! Aynı Sergen, ilk buluştuğu topta farkı bire indirdi. Kara gömlekliye yetmedi bu gol. Bir de penaltı uydurdu. Yazıklar olsun senin gibi hakeme. Bu çocukların emeği gözüne dizine dursun...