Devamı var

A -
A +

Gözünü açar okulda bulur kendini bebeler, bin bir müşkülat içinde. Evde en doğruları tamamlar, okula gelir yarım olur. Ev, okul, sokak hayatı... Tam bir karmaşadır yaşadıkları. Her şeyin doğrusunu kendi bulmak mecburiyetindedir bebeler. Açılmıştır beyin odacıkları. Sadece şehir trafiğinde zarar görmeden hareket edebilmek bile büyük bir imtihandır. Oxford'ta, Cambridge'te dahi alamazsın bu eğitimi. Alışkındır çocuklarımız problemin altından kalkmaya.... Zor iştir futbol oyunu. Belki de sporların en karmaşığı. 11 ayrı beden, ayrı düşünen beyinler. Onları bir taktik üzere hareket ettiren teknik adamlar. Onca zorluğun içinden çıkmak meziyet ister... Yakın zamanın efsane futbol ekolü Almanlar çöktü. Bir farklı futbolcu yetiştiremiyorlar. Hep düz olarak hareket ediyorlar, standart, kalıp işlerin parçası oluyorlar. Tıpkı, hayatlarındaki gibi. Makine düzeninde yürüyor hayat. Zahmetsiz geçiyor günler. Her şey olması gerektiği gibi. Kırmızı ışıkta geçen Alman göremezsin. Yeşil yanarken, bir arabanın altında kalma endişesi duymaz onlar. Evi, okulu, eğlencesi, sevinci, üzüntüsü, hep bilinen monoton işler. Kendi koydukları kurallar yönetir onları. Bir damla olsun akıllarını çalıştırmalarına gerek yoktur... O sebepten futbolları zevk vermez. Her şey plan - program üzeredir, tıpkı normal hayatlarında olduğu gibi... İngiliz, İtalyan, Fransız, Rus, kendi monotonluğu içinde kaybolurken Türk gençliği zirvelere koşuyor... Tugay Kuzey'den, Nihat Batı'dan, Emre, Okan Güney'den kuşattılar Avrupa'yı. Daha yüzlercesi var arkada. Yeter ki; ülke insanı yeteneğinin farkına varsın. Yeter ki; eğitimciler malzemenin kalitesini anlasın... Un, helva, şeker çok da hamuru yoğuracak usta nerede... Tugay İskoçya'ya kaçarak gitti. G.Saray'da, ay-yıldızlı formada oyunu yavaşlatan kimlikte kalıyordu... Nihat, şimdi İspanya'nın efsane futbolcusu... Çok sezon koşturdu siyah - beyaz altında. Hiç de öyle kral falan olamadı. Birkaç uzaktan şut ve sıkıştırıldığı sağ çizgiden birkaç isabetsiz orta. Hatta Toshack çocuğu götürdüğünde, adama teşekkür edilmişti. Beşiktaş'a para kazandırdı diye. Beş milyon dolara zil çalıp oynanmıştı. Ver bakalım on katını alabilir misin?.. Emre'nin, Okan'ın, Tayfun'un değişen futbol yapısını inceleyin. Bir fuzuli hareket denemiyorlar bile. Hep doğru hamlelerin adamı oluyorlar... Hamuru yoğurdu eloğlu. Un, helva, şekeri disipline etti. Sahip oldukları meziyetlere göre vazifelendirdi... Şu bizim Ceyhun, Yusuf, Sergen, Fatih Tekke, Ergün, Ali Tandoğan, Gökdeniz... Bir Avrupa kulüp disiplini içinde yaşasa ne büyük yıldız olurlar. Heykelleri dikilirdi oralara. Yazık ki yarım futbol, yarım zevk ve sefa içinde kaybolup gidiyorlar. Bozuk kulüp yapıları, beceriksiz teknik adamlar... Daha yüzlercesi var geride. İçlerindeyim biliyorum; ilköğretim okul maçlarını seyretmenizi tavsiye ederim. Yıldızlar ve minikler ligi. İnanılmaz yetenekli bebeler var. O küçük yaşında futbolu yemiş, yutmuşlar. Ne gördüyse yapıyorlar. Akşam televizyondan seyrettiği çalımla, sabah arkadaşının başını döndürüyor... 12 yaşında, Nihat Kahveci olmuş çocuklar. Tugay Kerimoğlu, Emre Belözoğlu, Tayfun, Okan... Şaşırıp kalıyor insan. Bu yaşta böyle çocuklar, beş sene sonra ne olacaklar sorusu geliyor akla. Cevabın içinde yaşıyoruz. Olacağı, hiçbir şey. Kulüp çatıları altında ehliyetsiz hocalar elinde heba oluyor çocuklar. Çocuk mahallede, özgür ortamda her şeyi kapıyor. Yasaksız, kuralsız, bütün meziyetlerini gösteriyor. Ne zaman bir futbol hocasının aklına kalıyor, köreliyor çocuklar. "Çabuk oyna, basit oyna, tek oyna, çalım atma, koş dağlara, atla engelleri, kaldır ağırlığı..." Şaşkına dönüyor çocuklar. Süreç içinde bildiğini de unutuyorlar... Çocukların gelişimini engelleyen bir sebep de üç - beş yıl mağarada kalmış adamlar. İlkokul bebelerinin arasında koşturan, kalın bacaklı, sakallı, bıraksalar pala bıyıklı olacak yarmalar... Beyni gelişmemiş sorumlular, birkaç maçtan iyi skor almak için bebelerin geleceğini yok ediyorlar. Sağlıksız ortamlarda çocukları mücadele ettirmek mecburiyetinde bırakıyorlar... Ama durduramayacaklar. Bundan sonrası daha kolay. Açılan yoldan giden çok olacak. Hedef büyüttü bizim çocuklar. Teşekkürler, Nihat, Emre, Tugay, Okan...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.