Devir değişti

A -
A +

Futbol topunun peşine koşmaya yasak koyan dedem, babam... Çocuğunun elinden tutup, kulüp kapılarına yığılan abim, arkadaşım... Terler hastalanırsın oğlum, üç günde bir çift ayakkabı eskittin oğlum... Adidas, puma ayakkabı, şort, forma, çanta, milyon liralara kayıt parası... Çocukla aynı heyecanı yaşayan aileler... Çok değil, bir nesil var arada. Birinin yanlış dediğine sonraki doğru diye sarıldı. Zaman değişti, devir değişti hayatta varolmanın şartları değişti... Her çocuğun hayalinde futbolcu olmak var artık. Profesyonel, amatör kulüpler, özel futbol okulları, devletin organizasyonları... Binlerce çocuk topun peşine koşuyor... İlk bakışta sevinilecek bir değişim. Tabii ki, spor yapsın çocuklar. Okul, aile, çevre baskısı, sahip olduğu enerjiyi kullanamamanın verdiği, stres, bunalım. Sağlıksız ortamlarda, atari oyunları, internet salonları. Her türlü yasağın serbest olduğu cafeler, haneler... Dışında bir hayat, ne güzel işte, rahatlıyor çocuklar. Vücutları şekilleniyor, besin fazlasını atıyorlar, sağlıklı bir gençlik geliyor. Futbol hocaları nezaretinde, doktoru, masörü, malzemesi son derece faydalı ortamlarda, grup hareketine katılıyorlar. Kendini ifade etmeyi, öz güvenini, paylaşmayı, yardımlaşmayı öğreniyorlar... Buraya kadar herşey güzel. Ancak, beklenti noktasında ipler kopuyor. Her aile çocuğunun futbolcu olmasına şartlanmış. İşte tehlike burada. Çocuk doğduğunda ismini koyuyorlar, Metin'ler, Cemil'ler, Ali Kemal'ler, Şenol'lar, Rıdvan'lar, Emre'ler... Erkek oldu ya bir kere, hiç kaçarı yok, illa da futbolcu olacak. Her sahaya çıkan futbolcu mu oluyor? Ya olamazsa; çocukta bunalım, ailede yıkım. Kaybolan yılları kim geri verecek? Burada bir yanlış anlaşılma var. Futbolcu olmak sanıldığı kadar kolay değil. Ayrıca her erkek doğan çocuk da futbolcu olamaz. Öncelikle fiziki yapısı bu sporu yapmaya uygun olacak. Küçük yaşlardan itibaren futbol oyununun içinde yoğrulacak... Uzmanlar tartışıyor kimi 6, kimi 8'de diretiyor. Bize göre ne kadar küçük olursa o kadar iyi. Yani olaya temelden girecek. Eğitimi veren hocası işin ehli olacak. Farkında olmadan yapılacak en küçük yanlışlık, çocuğun iç dünyasında tamiri zor yaralar açar. Dahası eğitim aşamalarında sıra bilinmezse, bırakın futbolculuğu, çocuğun sağlığı tehlikeye girer. Çok arkadaşım var yediği ağır antrenmanlardan bodur kalmış, menisküsleri yırtılmış, bilekleri, beli kaymış... Profesyonel futbol oynamak hoş iştir. Bırakalı 7 sene oldu, tribünlerin bağırtıları kulaklarımda çınlıyor... Ben de bir babayım, ilk tercihimi sorsanız, inanın cevabım sizinkinin aynı olur. Fakat işin gerçeği hiç de öyle değil... Çocukların geleceğini yönlendiren bilmediğimiz, başımıza geldiğinde sebebini dahi çözemediğimiz olaylar var. Onun içindir ki; çocuklarımız futbolcu olmasın, spor yapsın. Onca çalışmanın sonunda futbolcu olacaksa elbette olsun... Futbol riskli oyundur. Her anının içinde ağır sakatlıklar gizlidir. Sonra kolay değildir formayı kapmak. Binlerce rakipleri vardır yavruların. Kiminin yeteneği fazladır, kiminin şansı yerindedir, kiminin de dostu, akrabası kuvvetlidir. Bu ülkede hangi bir şey hak üzere dağılır ki! Bir kere daha tekrarlıyorum "futbolcu olmasın çocuklar, spor yapsın yavrular". Ama mutlaka okusun evlatlar. Onlar bilemez, farkına varamaz her satırı kafasına yazsın çocuklar. İnanın okumayan çocuktan futbolcu da olmaz. Birkaç istisna, onların da babasına bile faydası yok.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.