Son yazıda eksik bıraktık, Lemi kardeşin projelerinden söz etmedik. "Turgay Semercioğlu'nun yapamadığı neyi yapacak?" sorusu zoruna gitmiş. Sitemkâr sözler çıktı ağzından. Antrenman yapan yaş gruplarını 5-6'ya indirecek hocam. Tesislere toplayacağı bebelere Trabzonspor kültürü aşılayacak. Sadece futbol eğitimi ile profesyonel arenaya girilemeyeceğini, süreç içinde başka etkenlerin devreye sokulması gerektiğini, çocukların hayatının her kademesinde olacaklarını, sosyal, psikolojik, kültür, sağlık desteğiyle onları geleceğe hazırlayacağını... Fransa, Hollanda, İngiltere izlenimlerinden anlattı hoca... Farklılık olarak aklımda kalanlar bunlar. Gerisi Trabzonspor altyapısı, altta mücadele edildiği sürece ülkenin en iyisi. Her yaş grubunda memleket finallerinde, zirvede. PAF takımı şampiyon. Lisesi dünyanın kralı. 20'nin üzerinde milli bebesi. Yani var olan bir altyapısı dimdik ayakta Trabzonspor'un. Sadece bugün değil, bundan yıllar önce de böyleydi. Bordo - mavili bebeler hiç çıkmadı milli formanın içinden. Lâf yerine geldi, bir daha soruyorum sevgili kardeşime; "Kendinden öncekilerin yapamadığı neyi yapacaksın?" Cevabı "Ayıp ettin!" oldu. İsterdim ki; meseleyi çözmüş olsun. Teşhisi koyup tedaviyi tarif etsin. O yazıda anlattığım gibi tamamen bize has cümlelerle tepki verdi. Bir zamanlar çocuk olmuş olmak hastalığı iyi etmek için yeterli değil. Mesele üzerinde ilim yapmış olmak gerek. Yılları orada yaşayıp problemin kaynağını bilmiş olmak gerek. Her yaş grubuyla çalışıp, tecrübe edip, yargıyı sağlıklı koymak gerek. Problem nerede acaba? Altta mı? Ortada mı? A takımda mı? Yoksa sahip olunan çoğunluğun küçük bir parçasıyla çıkış aramakta mı? Oku güzel kardeşim oku. Maksadım size zarar vermek değil. Yolunuzun üzerindeki bir dikenli çalıyı kaldırabilirsem ne mutlu bana. Psikolojisi de iyidir bebelerin, sosyal aktivitesi de... Aileden gelir kültürleri, futbol oyunu için yeterlidir bütün vasıfları. Oyuna başlama yaşları da doğrudur. Bordo - maviye gelmeden önce sokakta alırlar eğitimi. 8-12 yaş arasında en ufak bir eksiklik yoktur. Eksikliği çalıştıran hocalarında ara. Bir kere dene istersen. Önce sokaktan size gelen çocukları seyret, sonra hocalarının elinde seneler geçirenleri seyret. İşte o zaman ne söylemek istediğimi anlarsın. Özgür ortamdan toplanan bebelerin rengini görürsün, sonra da robotlaştırılmış, üç metre yanındaki arkadaşına pas vermekten aciz gençleri görürsün. Binlerce bebenin arasından seçilip, 10 yıl alt yapı eğitimi almış bir gencin acemi hareketlerle sahada koşturması sizce ne anlama geliyor? Önceki sene Şampiyonlar Ligi yarı finalinde Ajax - Milan maçında Ajax futbol okulundan yetişmiş 8 futbolcunun forma giymesi sizce ne ifade ediyor? Hollanda Ligi'nde mücadele eden NEC Nijmegen Kulübü'nün bir futbol okulu olduğunu biliyor musunuz? Bir kere sorun kendinize ne olur, oralarda oluyor da bizde neden olmuyor? Sakın Gökdeniz - Fatih demeyin. Onlar birer yaban gülü. Dikenlerin arasından yetişmiş iki güzellik. Onlarla beraber koşturan yıldız adaylarını hatırlayın. Kim bilir nerede bebeler? Hayalleri yıkılmış, yılları boşa geçmiş, kırılmış bebeler. Sorun çocuklarda değil hoca. Onları yönlendiren ağzı düdüklü direktif verenlerde. A takım için de söylenecek fazla bir şey yok. Aşağıdan tam donanımlı çıkan futbolcu adayını kim kullanmak istemez? Tembel olmasaydı Ali Şen'i oynatmaz mıydı Ziya Doğan? Üç metre yanındaki arkadaşına topu isabet ettirseydi, sahada dengeli dursaydı Macit dışarı düşer miydi? Hasan Üçüncü kadar oynamak için alt yapı eğitimi almaya gerek var mı? Ortası yok bu işin ortası. 12 yaşa kadar sokakta kazanıyor çocuklar, sonrasında yaldızlı ortamlarda hep kaybediyorlar. En büyük sorun da bakıp görmeyişinizde. Trabzonspor dendiğinde aklınıza sadece şehrin 250 bin nüfusu geliyor. Gerçek potansiyelin yirmide biri bile değil. Beş milyonun üzerinde Trabzonlu var dünyada. Onları içine alacak bir sistem kurulamaz mı? Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri'nde antrenman yapan alt yapının benzeri başka şehirlerde oluşturulamaz mı? Hemşehrilerin yoğun olduğu Avrupa şehirleri organizasyonun içine dahil edilemez mi? Şirin Berber'e özel bu projeyi birkaç kere yazdım. Seçildiğinin haftasına Atay başkan ve yönetimine anlattım. Tıpkı kendilerinden önceki yönetim gibi kulak arkası yaptılar. Selam eder yanaklarından öperim Lemi kardeşim. Bir daha "Ayıp ettin" dersen küserim, niyetim fayda etmektir, bilesin...