Yarım saat izledim, gözlerim yoruldu. Bu kadar emeğin karşılığı bu olmalıydı. Futbol üzerine sistem, taktik yorumu yapılır mı? Birbirinin oyununu bozmaktan öteye geçemediler. Çok koşuyorlar, belli ki çalışmışlar. Kuvvetliler, çevikler, iyi beslenmişler. Hepten zora soktular işi. Zor oyunu bozarmış, hiç oynayamadılar... Bir büyük hata, ya da bireysel beceriye kaldı gol. Tabelada değişen dakikalardı sadece. Kör döğüşü futbol daha bir çözülmez oluyordu. Devreye az kaldı. Fatih , değiştirdi tabelayı. Son pazarın lânetlenen çocuğu Gökdeniz kaçtı araya, kaleci Kerem 'e nişanladı, seken topu Fatih ters köşeye bıraktı... Bir şut, seken topa bir isabetli şutla devreyi tamamladık. Tribünler boştu Samsun'da. Şu futbolu izlemek için ekran başına giden de olmamıştır. Akılda kalan güzel hareket var mı, söyleyin? Yerden kısa, havadan uzun oynadılar. Topun olduğu alanda metrekareye 3 kişi düşüyordu. Kısayı az, uzunu çok denediler. Hiç de fayda etmediler. Son devrenin başında bir düğüm daha çözüldü. İlk golün asistini yapan Kerem , bir daha girdi devreye... İnce bir top kesti Fatih Tekke 'ye... Kıyağı değerlendirdi golcü. Dakikalarla birlikte tabela da değişti. Gökdeniz, Fatih, Kerem , çok fayda ettiler Trabzon'a... İki fark, tempoyu düşürdü. Seyreden, oynayan, oynatan kabullendi skoru. Kalecisi rakipten oynayan bir takım ayakta kalır mı? Üstelik, karşıda büyük usta Fatih Tekke varken. Ayari, Kirita, İvanov ... Koşturuyorlar işte. Sıradan bir takım Samsun. Çalışıp olgunlaştırılmış en ufak bir taktikleri yok. Trabzon'un farkını sorarsanız, Gökdeniz, Fatih derim. Dayanamadı Şenol , bir asistle eşlik etti kalecisine... Lânetli çocuk golü atmakta zorlanmadı... Anlaşılan o ki, az biraz oynarsa bu tip maçları kazanır Trabzon... Gökdeniz' i , Fatih 'i, bir de savunma düzeni... Bu noktada önemli olan denk rakipleri alt edecek düzeni kurmakta. Hakem Müftüoğlu iyi maç yönetti.