Eliniz taş olmasın..

Amatör, profesyonel yıllarca top koşturdum, kimse fark etmedi. O gördü ve hayatım değişti. 20 yılı aşkın başkanlığında binleri geçmiştir elinden tuttuğu gençler... Başkana lâf söyletmem, vefa borcum var ona... İşkembeden eleştiriler geliyor, hep satıyor, hiç tutmuyor, az veriyor, çok istiyor... Hocaların işine karışıyor, rahat çalışma imkânı vermiyor... Memleketin başkentinde şampiyonluk düşünmüyor... Kulüplerin başına geçmiş, İstanbul'a kafa tutuyor... Bundan tam 16 yıl önce, 6 yıl kaldım o kulüpte... Koç yurdunun, köşesinde bir küçücük idare yeri, altında soyunma odası. Ne antrenman sahası, ne de tesis... Cebinden bir otobüs almış, 50 km uzaklara, Eryaman'a, Çubuk'a idmanlara giderdik... 24 futbolcu 2 duşun başında sıraya girer, günün sonunu getirirdik... En iyi maçımızda bile, 3 bini geçmeyen taraftarın hasılatına cebinden katar, hiç aksatmadan, çeksiz, senetsiz, tamamen söz üzerine, transfer alacaklarımızı, prim ve maaşlarımızı öderdi... "Sözümüz senettir" derdi başkan. Hiç şaştığını görmedim, duymadım... Neden versin başkan? Sıfırdan alıp zirvelere çıkarıyor. Kimselerin görmediği yeteneklere kırmızı-siyah forma giydiriyor, Türk futboluna sunuyor. Çocuklar hiç paraya razı, o fazlasını veriyor. Trilyonlara sattıklarının nerelerden geldiklerine bir bakın, neden vermediğini anlarsınız... Nasıl tutacak başkan? Yıllık geliri 3-4 milyon dolar. Reklamı az, hasılatı masrafı karşılamıyor. Futbolcu başı 200'ü geçmesi mümkün değil. Büyükler beş katını veriyor. Futbolcu durur mu? Daha sezon bitmeden, çekler havada uçuyor. İlk yarıların fırtına ekibi kalan devrede frene basıyor. Milyon dolarları gören futbolcular mücadeleden kopuyor. Bir değil, iki değil, ekibe hastalık giriyor, tedavisi mümkün değil... Hakemler karışıyor, en hassas noktada çiviyi koyuyor... Basın yükleniyor, ekibin konsantrasyonunu bozuyor... Şampiyonluk ne mümkün... 20 yılda iki kupa, o da çalışmaların ödülü, futbolun adaleti... Hocaları gönderiyor! Başkan bir teknik direktör kadar futbolu biliyor. Dahası, kulübünün geleceğine yön vermek için gece gündüz plan - proje geliştiriyor... Bir hoca yok ki kalıcı düşünsün. Kulübün imkânlarını doğru kullanıp, üretime katılsın... Evet evet, başkan bu noktada başarısız. Yıllardır kendi seçmesine rağmen, bir hocayı tutturamadı... Dört büyük, pastanın yarısını kapıyor. 14 bir yana, dört bir yana, nasıl karşı çıkmasın başkan. Yıllardır aynı ligde oynuyorlar, dördü assolist, ondördü figüran. Bir taraf milyarları saçıyor, bir taraf sezon sonunu zor getiriyor... Adalet bunun neresinde? Şimdi de, Bosman geliyor, araya hülle, hile karıştırıyorlar. Sonuçta pastayı gene büyüklere sunuyorlar... Ama olsun, bugün için başkanın zararı olabilir. Fakat gelecek garanti altında... Dünyaları yapmış başkan... Kulüp idare binası... A takımın kalacağı son derece lüks lojman... Alt yapının barınacağı, 93 yatak kapasiteli tesis... Ağırlık salonu, yüzme havuzu, dinlenme yeri, beslenme imkânları... Üç okulla anlaşma sağlanmış, çocukların hayatları düzenleniyor... Amatör kulüpler bünyeye dahil edilmiş, geleceğin yıldızlarına fırsat veriliyor... 3.Lig kulübü ASAŞ, Gençlerbirliği'nin artık. Alttan gelenlere daha üst kademede kendini gösterme imkânı... PAF takım, süper genç takım, B genç takım, yıldızlar... Son derece modern bir futbol okulu var Gençlerbirliği'nin. Yaz okuluna kayıt yaptırmış öğrenci sayısı 1500... Beştepe Tesisleri'nde, nizami ölçülerde, üç çim saha, bir suni çim saha. Ayrıca Sincan'da ASAŞ Tesisleri'nde dört çim saha. Birinin 10 bin kapasiteli tribünü yapılmış. Birinin kaba inşaatı bitmiş ve 30 yatak kapasiteli tesis... Kulübe ait, vatandaşın kullandığı 5 halı saha... Kulübün girişinde "Gençlerbirliği İlhan Cavcav Tesisleri" yazıyor. 50 metre sonra karşınıza iki heykel çıkıyor. Biri Atatürk'ün, diğeri... Anlatmayla olmaz, gidip görmeniz gerekiyor. Ey konuşanlar ve yazanlar... Konu başkan oldu mu dikkatli olun... Eliniz taş olur...