Futbol topunun yolları

A -
A +

Hasan Şaş All Stars'a seçildi. Milyon dolarlar etrafında dönüyor. Şan şöhret, para pul... Yatlar, yalılar, arabalar... İstese uçak alır çocuk. Çocukların hayâllerini süslüyor. Alpay, Hakan Şükür, Emre, Tugay... Çocuklar biliyor, bir zamanlar onlar da çocuktular. Onların da hayâlleri vardı. Hayâllerine kavuştular. Her tarafı onlar süslüyor, ekranlarda ilk haberler, sayfaları dolduruyorlar. Ne güzel... Hayatlarına imrenmemek ne mümkün. Her çocuğun ilk hedefi, bir gün onlar gibi olmak. Gökteki yıldızlar gibi dünya futbolunda parlamak... Binlerce çocuk futbol topunun peşinden koşuyor. Doğduğu gün kulağına bir şöhretin adı okunuyor. Ayağı, kafası, yürüyüşü, vücut yapısı mutlaka bir futbolcuya benzetiliyor... Babasından yasak yemiş veliler, tadamadığı duyguları bebesine yaşatmak istiyor. Sabırsızlık içinde yıllar geçiyor. "Çocuğum kesinlikle futbolcu olacak" duygusu tüm aileyi kaplıyor. Sahip olunan şartlar futbol topunun yollarına seriliyor... Biliyorlar, hiç biri okumadı. Zaten futbolla okul bir arada yürümez. Müfredat uygun değil. Zamanın fazlası futbol sahasında geçiyor. Okumasan da olur duygusu bilinç altında yer tutuyor. Hasan Şaş da okumamıştı zaten. Üniversite diploması, meslek, sanat, arka planda kalıyor. Futboldan âlâ sanat mı var dünyada?.. Evet sevgili çocuklar. Hakikaten futbolcu olmak güzel bir olay. Hayâl etmek de en doğal hakkınız. Ancak hedefe ulaşmak hiç de kolay değil. Gelin hep beraber bir hesap yapalım. Türkiye Süper Ligi'nde 18 takım var. 24'le çarp, 432 futbolcu eder. Bu rakamın yarısını düşmek zorundayız. Ligimizde forma giyen futbolcuların yarısı yabancı. Kalıyor 218 forma. Bir alt ligi de oynanır kabul edelim. Orada harcanacak yılların karşılığı alınabilir sayalım... Rakamların içine boğulduk. Fakat önemli çocuklar. Lütfen sıkılmadan okuyun ve hesabı doğru yapın. Siz de sayın veliler. Bu formaların içi her sezon boşalmıyor. Olsa olsa en fazla 40 yeni futbolcuya ihtiyaç duyuluyor. Yaşlanıp sahayı terk edenler, sakatlıktan gidenler, performansı düşüp içeride kalamayanlar... En üst ligden alta, düzenli çalışan amatörlere kadar binlerce çocuk futbol eğitimi alıyor. Futbolcu olunabilir bin kulüp ve antrene ettikleri her yaş grubunda yirmi bin çocuk. Şöhrete adım atma yaşı 17 ile 19 arası. Yani boşalan formaları kapmaya aday kırkbin çocuk. Hedefin ne kadar uzakta olduğunu farkettiniz değil mi? Bin kişiden biri o şansı yakalıyor. 999 çocuk kapının dışında kalıyor. Mesleksiz, sanatsız, hayâlleri yıkılmış, geri gelmez, boşa harcanmış seneler... Spor yapmaktan asla vazgeçmeyin çocuklar. Hangisi hoşunuza gidiyorsa ona zaman harcayın. Futbol, basketbol, güreş, yüzme, tenis, hiç fark etmez. Vücudunuz gelişir, güzel görünümlü olursunuz. Grup içinde yaşamın verdiği ayrıcalıkları tadarsınız. Kendine güven, paylaşma duygusu, ortak hareket, takım ruhu, ifade rahatlığı... Kendinize zaman ayırın ve mutlaka spor yapın ama geleceğinizi kesinlikle spora bağlamayın çocuklar. Bir an olsun okul eğitiminden geri kalmayın yavrular. Okul ve futbolu bir arada götürmeye çabalayın. "Önce okul, sonra futbol" ilkesinden sakın vazgeçmeyin. Siz sadece doğru hareket edin. Eğer yeteneğiniz varsa kimse önünüzü kesemez. Mutlaka hak ettiğiniz yere gelirsiniz. Hangi noktaya çıkarsanız çıkın, bir yüksekokul diploması da yanında olsun yavrular... Hayatımın en kötü tecrübesi, dördüncü ayında üniversite kapısını terk ettiğim andı. Yıllarca ezikliğini yaşadım, dilerim bu hatayı yapmazsınız...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.