Gecenin rengi

A -
A +

Topun etrafında 40 metreye sıkıştırdılar oyunu. Müdahaleler hep ilk topaydı. Bir devre bitti, bir kere dahi boş sahada topla buluşan olmadı. Taktikler hemen hemen aynıydı. Savunma düzeninde rakibin hareketini zorlaştırdılar, atağı keserken doğru hamleler yaptılar, ama aynı beceriyi topu kullanırken gösteremediler. Ligin iki flaş ekibinin mücadelesi kör döğüşüne döndü. Teknik kapasiteler yetersiz kaldı. Rakibi karşılarken 10 olumlu hareket yapan futbolcular, topu kullanırken bir tanesini gösteremedi. Üç gün önce Avrupa destanı yazan siyah-beyazlılar gitmiş, ayakları bağlanmış tutuk bir Beşiktaş gelmiş. Tüm enerjilerini tüketmiş olmalılar. Sezon başının mecalsiz haline döndüler. Nerede Nouma, hani İlhan?... Pancu bile topla 2 metre gidemedi. Eski oyunlarda Ronaldo - Zago atağa katılırdı, dün orta çizgiyi dahi geçemediler. Dinamo sonrasını iyi mi değerlendirdiler ne? Gençler'in esprisi çok koşuyor olması... Altı savaşçı adamıyla orta sahada sayısal üstünlük sağladılar. Tamamen kilitlediler Beşiktaş'ı. Hocaların tercihi bu, ne diyelim. Rakibi oynatma, gol fırsatı verme de ne yaparsan yap. Taktik bu olunca tatsız - tuzsuz bir futbol çıktı ortaya. Sona 20 kala yüreklendi Lucescu. Önce Tümer'i, ardından Sergen'i attı içeri... Tümer frikikleriyle renklendirdi geceyi. Sergen ilk buluştuğu topta bayram yerine çevirdi İnönü'yü. Korkak hareketin bir bedeli olmalıydı. Futbolun adaleti sonucu belirledi. Seken topu Youla astı köşeye.. Hiç susmadı taraftar. Geceyi renklendiren bir ikinci güzellik onlardı zaten. Lig yarışının kızıştığı bir dönemde futbolcuların bu kadar amatörce kart görmelerini yadırgadım. Hakem Çulcu vasat bir yönetim gösterdi.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.