Komşi erken veda etti. Futbol dayağı yedi resmen. Tekme tokatla karşılık vermek istedi, onda da başarılı olamadı. Rakiplerin oyuna asıldığı bölümde en ufak bir futbol değeri ortaya koyamadılar. Vikinglerden gözüm korktu. Diri oldukları anlarda müthiş oynuyorlar. Önlenemez hamlelerle topu altı pasa taşıyorlar. Dün akşam bir ilk yarı çıkardılar, devre düdüğünün çalmasını istemedim. Bir futbol takımı ancak bu kadar organize olabilir. En geriden rakip kale sahasına kadar pres yemiyorlar. Canı çıktı Bulgarlar'ın. Her tarafa koştular, tuttu, çekti, vurdu, bir topu kapamadılar. Futbol topuna yabancı inşaat amelesine döndüler. İlk maçın farklı skorundan ders almış Bulgarlar, yarı sahasına çekilmiş, savunma önlemleriyle gömülmüş, iri bedenleriyle etten duvar örmüşler. Fark etmedi, Danimarka için. Çok kolay girdiler etkili bölgeye. Bir golle kapattılar resitali. Çok buldular, az attılar. Hücuma yönelik organize hareket, skor rahatlığı getirmedi. Müdahale etti Morten Olsen. İlerleyen dakikalarda, çıkarken kaptırılan toplar, rakibe fırsat verdi. İkinci yarıya daha fazla adamla arkada kalan bir Danimarka seyrettik. İlk devrenin doyumsuz futbolu yok oldu. Skora oynayan, sahanın boşluğuna top kaçıran Danimarka çıktı sahneye. Kendi seyircisi bile ıslıklar oldu. Kötü bir ikinci yarı seyrettik. Avrupanın zirve futbolu bu olmamalıydı. Danimarka'nın skora oynaması bir nebze kabul, fakat Bulgarlar'ın verimsiz koşturmacasına ne demeli. Son dönem yorumcuların çok söylediği sistem, taktik sonuç üzerinde etkili olmadı. İyi futbolcular ile kötülerin mücadelesi vardı. Bir taraf pozisyonun gereğinde başarılı, bir taraf yetersiz kaldı. İki tarafın da sistemi taktiği vardı. Makine gibiydi Bulgarlar, fakat top ayaklarına değdiğinde beş metre uzağa düşüyordu. Üç olumlu pası bir arada yapamadılar. Böyle bir turnuvada baltaların ne işi vardı. Odunları dörtlü savunma. Ön liberolu sistemin istediği orta saha forvet dizilişiyle sahaya sürsen ne olur. Koşturur, koşturur, bir güzellik sunamadan, tekme tokat rakibe dalarlar. İlk bölümde öne geçen Vikingler, maçı idare etti. Zamana oynayarak sonu getirdi. Gronkjear'ın duvar pasıyla köşeye astığı topla finalin çeyreğini araladı. İlk golden söz etmezsek haksızlık olur. Bir halı saha golü attılar. Tomasson topu çizgiden içeri iterken beş metre etrafında kimseler yoktu. Turnuvanın hakemlerine imreniyorum zaten. Portekizli Batista bizim düdükçülere ders verdi...