Bir Trabzon-Gençlerbirliği maçında tanımıştım onu. Benim için yazdığı övgü dolu paragraftan Orhan abim olmuştu. Sonrasında takılırdım köşesine. O zamanlar yabancı olduğum spor yazarlığı üslubunu anlamaya çalışırdım. Dilediği tarafa ustalıkla çevirdiği kaleminden dökülen, birbirini tamamlayan tatlı yazılarının içinde gezerdim... Gün oldu aynı koltukları paylaştım onunla. Eskiden başlayan bağımız hiç kopmadı. Basın tribününde ayrı kutupları oluşturduk. Onun hayatını adadığı Trabzonspor'u beraber değerlendirir olduk. O yazmadığında, aynı konulara değinmediğinde, benim fikirlerimin bir anlamı olmazdı. Köşesinden geçtiği son makalesinde benim "Trabzon'un Kökleri" başlıklı yazımı konu almıştı. Nasip olmadı Orhan abime cevap vermek. Gülle diken gibiydik sevgili abimle. Hayat yolculuğu müsade etmedi, gülüm ayrıldı bizden... Rahat uyu sevgili abim. Biz senden razıyız, Allah da razı olsun...