34 haftayı bitiriyoruz. Oynaması zor, seyretmesi zor... Stres, baskı, heyecan, sevinenler, üzülenler... Müthiş bir futbol şöleni. Ligin tepesinde futbol kalitesi pek doyurucu olmadı. Kaliteli kadrolar, usta ayaklar çok az maçta tam kapasite kullandı. Hiç birinin taraftarı oynanan futboldan tam olarak memnun değil... Bir Avrupa Şampiyonu'nun eriyişine şahit olduk bu sezon. Maç maç kendi gerçeğinden koparak sıradan bir takım haline dönmesini hayretler içinde seyrettik... F.Bahçe'de benzer bir hayâl kırıklığı yaşadık. Sezon başı yapılan bir hatanın bedelini, her oyunda sıkıntılarla çekti F.Bahçe taraftarı. Tercih edilen futbolcuların ferdi yapıları gereği hiç bir zaman F.Bahçe kollektif futbol oynayamadı. Milyon dolarlara mâlolan yıldızlar topluluğu, becerikli futbolcularının ferdi hareketleriyle maç kazanmasından öteye gidemedi... En büyük yıkımı Beşiktaş'la yaşadık. Başlangıçta birkaç maçta umut veren futbol, maçlar oynandıkça gelişeceğine tam tersi bir şekil aldı. Sırasıyla Avrupa'nın güçlü takımlarını deviren siyah-beyazlılar, en son Barcelona'yı ezdikten sonra inişe geçti... İlk bakışta yarışın kaybedenlerinden biri de Trabzonspor. Fakat gerçek anlamda bu kayıptan kazançlı çıkan Trabzonspor. Saha sonuçlarının getirdiği mecburi iç değişim Trabzonspor'u aydınlığa çıkardı. Dayatılan, sanal alemde sunulan Trabzonspor gitti, camianın potansiyeli devreye girdi. Bordo-mavililer kendi gerçeği ile başbaşa kaldı. Bugünün problemi kapasitenin ne olduğunu anlamak. Olmayacak beklentilerle kulübe baskı yapmamak. En azından sahip olunan imkânları tam olarak anlayana kadar sabretmek ve reel değerlerle olaya müdahale etmek... G.Antepspor, Samsunspor, Ankaragücü, G.Birliği, Kocaelispor, Ç.Rizespor, Y.Yozgatspor, Denizlispor, Bursaspor, yakaladıkları olumlu havayla Türk futboluna renk kattı. Belki de, geçmişte hiç olmadığı kadar ligin şekillenmesinde rol oynadılar. Görülen o ki; sahip oldukları bilgi ve beceriyle gelecek yıllarda daha da öne çıkacaklar. Daha kollektif bir yapı, daha anlaşmış bir kadro, oyuna etki edecek bir kaç yıldız ve tecrübe, cesaret, yüksek hedeflere kilitlenme... İstanbulspor'u farklı değerlendirmemiz gerekiyor. Terkedilmiş, kendi haline bırakılmış, hesapta iyileri kardeş takıma verilmiş, bir anlamda içi boşaltılmış bir grubun varolma mücadelesi olarak bakmalıyız. Hocaların hocası Metin Türel önderliğinde büyük iş başardılar. Tam olarak "İyi at kendi yemini çıkarır" atasözünü gerçeğe dönüştürdüler... Antalyaspor iddialı başladığı ligde haftalar geçtikçe çok yıprandı. İç bünyede patlak veren uyumsuzluk ekibi geri bıraktı. Biten sezondan seneye soru işaretleri kaldı... Ve dipte kalanlar... Adanaspor'un düşüşünü bir kaç cümle ile anlatmak zor. Ancak söylenecek ilk söz büyük bir iş bilmezlik, beceriksizlik olsa gerek... Erzurumspor yıllarca sallandı, sonunda kaybetti. Lige çıktığında sahip oldukları hırs, kuvvet, mücadele azmi, zaman geçtikçe azaldı, sonunda ligden koptular. Belki de yıllar sonra dönmek üzere veda ettiler... Siirt Jetpa; yapılanarak gelmemenin, günlük plânlarla hareket etmenin bedelini ödedi. Ligden artanlarla yola çıktı, sonunu getiremedi... Korkarım senenin misafirlerinin durumu da böyle olacak. Bakın Göztepe'nin futbolcu kadrosuna... Aynı şekilde Diyarbakır'ın, Siirt Jetpa'nın gelişinden farkı yok. Milyon dolarlar gerekiyor. Onun yanında kimler kalır, kimler alınırsa olur noktasında hata yapmadan yola çıkmak gerekiyor... Sezonun son tahmininde bir noktaya değinmek istiyorum. Trabzonspor 1.Lig'de olmadığı yıllarda, sempatim olan takım Beşiktaş'tı. Ne zaman memleketin bordo-mavisi lige geldi, tabii olarak gönlümüz o tarafa kaydı. Ama siyah-beyaza olan sevgimiz hiç eksilmedi. Trabzonspor maçları hariç her maçta kazanmasını istediğim Beşiktaş'tır... F.Bahçe'nin geçmiş yönetimlerini, kabul edilmez gruplarını ve sarı-lacivert konuşan bir kaç hesapsız yazarını hiç sevmem. O sebeptendir ki; Aziz Başkan öncesine hoş bakmazdım. Ancak son dönemde yaşananlara hangi futbol adamı bir kelime söyleyebilir? Milyonlarca taraftarın şenlik havasında katılımını, yönetenlerin en ideali yapmak için çalışmasını, 8-10 ayrı milletten oluşan futbolcu grubunun son derece uyumlu yaşamasını... Bize düşen sadece takdir, tebrik... Sevgili arkadaşlar, şuna kesinlikle inanın, kalemin arkasına geçtiğimde hiçbirini birinden ayırmıyorum. Gelen e-maillerin, mektupların, telefonların dediği gibi kimsenin düşmanı değiliz. Sanırım işi karıştıran, başkalarının üslubu. Onlar hep övüyorlar, olmayanı olacak gibi anlatıyorlar. Heyecanla atan kalplere serinlik veriyorlar... Herhalde bu farktan dolayı düşman sayılıyoruz. Bakın geçmiş yazılara, belki de en ağır yorumları Trabzonspor için yapmışızdır; aynı şekilde Beşiktaş için... Bir şeyin tam olarak anlaşılmasını istiyorum. Bu köşe hiç kimsenin dostu ya da düşmanı değildir. Ne görür, ne anlarsak onu yazarız... SAMSUN-F.BAHÇE Herşey olabilir... (İlk maç: 2-1 F.Bahçe) G.SARAY-TRABZON Zor da olsa G.Saray kazanır... (İlk maç: 1-1) ERZURUM-G.ANTEP G.Antepspor'un galibiyeti... (İlk maç: 6-1 G.Antep) DENİZLİ-BEŞİKTAŞ Büyük ihtimâl beraberlik... (İlk maç: 1-1) İSTANBULSPOR-Ç.RİZE Önce beraberlik, sonra... (İlk maç: 2-1 Ç.Rize) BURSA-A.GÜCÜ Beklediğim sonuç beraberlik... (İlk maç: 1-1) SİİRT JETPA-Y.YOZGAT Y.Yozgatspor ağır basıyor... (İlk maç: 2-1 Y.Yozgat) KOCAELİ-ADANA Kocaelispor kazanır... (İlk maç: 4-4) G.BİRLİĞİ-ANTALYA G.Birliği'nin galibiyeti... (İlk maç: 4-2 Antalya) sberber@ihlas.net.tr