Haftanın tahmini

A -
A +

Son iki dakikaya kadar futbol bilgimde tereddüte düştüm. Tam bir yıl önce bu köşeden geçtim. Sonrasında her fırsatta iddiamı tekrarladım. Biz saldırmalıyız. 90 dakikanın her anında topun olduğu alana fazla adamla basmalıyız. Hiç bir zaman rakibe düşünme, atağı organize fırsatı vermemeliyiz. Sarı-kırmızılı forma içinde denenmiş, bir Avrupa Şampiyonluğu, bir Süper Kupa getirmiş bu şekil, mutlaka Milli Takım'a yerleştirilmeli. Skorlar ne olursa olsun bu şekil üzerinde ısrar edilmeli. Hatta hatta sistem, taktik aynen kulüp takımlarımız tarafından uygulanmalı... Ama ne yazık ki, oyun anlayışının gerçek mimarı G.Saray bile bu şekli terk etti. Yılarca deneyip de başarılı olamadığımız, çok adamla rakibi karşılama, kapılan toplardan oyunu riske etmeden hücuma çıkmaya geçti. Tıpkı Şenol Güneş'li Milli Takım'ın Dünya Kupası elemelerinde tercih ettiği şekil gibi... Bu fikirde ısrar etmemizin geçerli sebepleri var. Bir kere Türk futbolcusu hiç bir zaman oyun disiplinine tam olarak uyamaz. Mevkiinin gereklerini yerine getiremez. Mutlaka bir an gelir hata yapar, takımını yakar. İsveç maçında seyrettik. Önceki çok maçta olduğu gibi... Hiç bir Avrupa takımı o golü yemez. Top kenara indiği zaman Türk futbolcusu iptâl oluyor. Hele hele ters kadamelerde kesinlikle yerini kaybediyor. Topun çekim alanına kapılıyor, adamını kaçırıyor... Bu şekil pis gollerle geçti çocukluğumuz. İngilizler'den 8 aptalca gol yemiştik. Alman'ından, İtalyan'ından... Hakan Şükür iddiamızı dillendirmişti "Savunma yapmayı bilmiyoruz, onun için her zaman saldırmalıyız." İşte olayın özeti bu... Tek seçicinin adı ne olursa olsun, bu şekli hayata geçirmedikçe başarılı olamaz. Bir kaç oyunluk geçici mutluluklar alınır, fakat hiç bir zaman gerçek anlamda beklentilere cevap veremez... A.GÜCÜ-G.BİRLİĞİ Bu sefer A.Gücü rahat, eski takımım tedirgin. Güçlüler'in nasıl oynayacağını küçük çocuklar biliyor. Gençler'in ne yapacağını, hocası dahil kimse bilemiyor. Ersun Yanal'ın ekibi bir; kaliteye kaybeder. İki; kendinden çok koşan, daha iyi organize olana kaybeder... Bu iki vasfın hiçbiri Gençler'de yok. Tahminim A.Gücü'nün galibiyeti. KOCAELİ-F.BAHÇE Çok güzel maç olacak. Hem Kocaeli, hem F.Bahçe açısından önemli bir deneme. Körfez'in usta ayakları sonuca etki edebilir. F.Bahçe'nin büyülü yıldızları kadar olur mu bilmem... Üç ihtimâl, F.Bahçe'nin galibiyetinden geriye doğru düşünülebilir. BURSA-G.ANTEP Biyediç ve talebelerinin gücü bu değil. Bu takıma bir puanı yakıştıramıyorum. G.Antep geçen senenin aynısı. Belki de oyun yapısında düşme var. Değişen tek şey hocasının iddialı çıkışları. O bir şey anlatıyor ama biz anlamıyoruz galiba. İddialı olmak güzel, ancak giden puanlar geri gelmez ki. Büyük ihtimâl beraberlik, sonrası Bursaspor'un galibiyeti... G.SARAY-ANTALYA Bu kadroda tecrübe ve yeteneği yüksek futbolcular var. Eskinin G.Saray'ı kadar olmasa da kadronun kalitesi ligimize yetebilir. Yeter ki istesinler ve tam kapasite kullanmaları için şartlar uygun olsun. Antalyaspor'da kan değişikliği oldu. Buraya da takviye gerek. Hoca değiştirmek yetmez. Cezmi Hoca'ya da yazık oldu... Tahminim G.Saray'ın galibiyeti... DİYARBAKIR-TRABZON Trabzon'da takımda işler iyi gidiyor. Oyun yapısı tam olarak oturmasa da, skorlar camiayı rahatlattı. Malzeme kaliteli. Her futbolcusu mücadeleye katılıyor. Son saniyeye kadar oyundan düşmüyorlar. Eksik olan; gol sahasında yüksek toplara vuracak eleman ve oyunun geniş alanlara yayılması. Orta sahası çok koşmasına rağmen rakibi bloke edemiyor. Yılmaz Hoca ilk defa sezon başı bir takım almış. Sanıyorum burada da sonunu getiremeyecek... Beklediğim sonuç Trabzonspor'un galibiyeti... DENİZLİ-Ç.RİZE Sakıp Hoca ayarı verdi. Kısa zamanda ekibini kendi çizgisine çıkardı. Geçen yıldan kalan mirasın değerini artırdı, kalitesini korudu. Denizlispor yukarılara koşuyor. Takım savunmasında, hücum hattında problemler yaşayan Rizespor'un Horozlar diyarında puan alması zor. İSTANBUL-GÖZTEPE İstanbulspor'u çok iyi gördüm. Takım taktiğini mükemmel işletiyorlar. Rakibin durumuna göre yönleniyorlar. En küçük açıkta gol için en etkili atakları yapıyorlar. Özellikle Bushi ve Mehmet Yozgatlı... Yozgatlı'yı nasıl satmışlar anlamak mümkün değil... Göztepe için konuşmak için birkaç maçını daha görmeliyiz. Tahminim İstanbulspor'un galibiyeti... Y.YOZGAT-MALATYA Malatyaspor'a kalite, karizma geldi! Ama yetmez, peşinden yükü taşıyacak ustalıkta futbolcular gelmeli. Çünkü bu kadronun başına dünya antrenörler birliğini getirsen de sonuç alamaz... Yozgatspor sahasında etkili bir takım. Büyük ihtimal Yozgatspor'un galibiyeti. SAMSUN-BEŞİKTAŞ Bu yönetim Beşiktaş'ı küçültmek için mi göreve geldi? Bu sene maliyeti yüksek futbolcuları satmışlar, hesapta tasarruf etmişler. Alan siz, satan siz, madem satacaktınız neden aldınız? Zamanla tedbir alacaklarmış, 36'lık takviye yetmezse 38 ya da yukarısını deneyeceklermiş. Sayın arkadaşlar, hiç düşündünüz mü bu işler Seba zamanında nasıl yapılırdı? O kadar kısıtlı imkanlarda şampiyonluklar nasıl gelirdi? Siz en iyisi takımı bırakın, kendi durumunuzu bir daha gözden geçirin. Geçen sezonların güçlü Samsun'undan eser yok. Arkadaşım Yücel Hoca'ya tavsiyem takımına sahip ol, otoriteni yerleştir. Sahadan dışarıya yansıyanlar gelecek için umut verici değil... Önce beraberlik, sonra Beşiktaş'ın galibiyeti...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.