G.BİRLİĞİ-G.ANTEP Başkanın yumruğu elbette yanlış. Ne olursa olsun kalkmamalıydı o kol. O küfürler 20 senedir sürüyor. Son edilenlerin öncekilerden farkı neydi? Sayın Cemal Aydın sportif başarısızlığını kapatma gayretinde. Eski kulübü Gençler'in başarısına destek olacağına karşı duruyor... Gençlerli futbolcuların kafası karışmış. Yük ağır geliyor galiba. Lig yarışı içinde bir rakibi yenmeyi bu derece büyütecek kadar kendini kaybetmenin anlamı ne? Ersun Yanal'ın taktiklerinin içinde bayrak dikme olduğunu sanmıyorum. Düşerse Gençler bu sebeplerden düşer... Bir maçı kazanmak için, son derece gelişmiş, kendine özel taktiği olan Ersun hocanın ekibi kazanır.... (İlk maç 2-0 G.Antep) ADANA-DENİZLİ Bir deplasman beraberliği ekledi Yılmaz hoca. Daha iyi oynaması muhtemel kadro beklentilere cevap verebilecek mi? Cafer takıma alışıyor. Necati'nin sesi kesildi. Denizlispor organize bir ekip. Ev sahibi için çok zor bir maç. Kazanmaktan başka yol karanlık. Stres, baskı, maça özel şartlar... Sonucu kestirmek zor. Bir ihtimâl beraberlik sonrası Adanaspor'un galibiyeti... (İlk maç: 2-0 Denizli) KOCAELİ-D.BAKIR Körfez'in son şansları. Bu olmazsa bir dahaki diye diye bitime az kaldı. Savunma açık veriyor. Orta saha beceriksiz, forvet hayâlete dönmüş. Garibime giden olay üç puandan başka çıkışı kalmayan Kocaelispor'un kontrollü futbolu. Sanki düşmeyi kabullenmişler gibi... D.Bakırspor için de kritik bir maç. Beraberlik, Körfez'i batırır, galibiyet Diyar'ı kurtarır. Diyarbakırspor'un oyun mantığı, takım hareketi daha gelişmiş... Maç şartları sonuca tesir edebilir. Bir ihtimâl beraberlik... (İlk maç: 1-1) ELAZIĞ-F.BAHÇE Oğuz Çetin için sağlıklı karar verilebilir artık. Haftalar boşa geçmiş. Hocanın ekibe kattığı en ufak bir artı değer yok. Onca birikimin dışa vurumu bu olmamalıydı. Ne garip, bir bir eleniyor Prensler. Önce Rıdvan gitti. Oğuz gitti gidiyor. Turan da bir şans kullanmıştı... Fener'den yetişenler maalesef iyi bir örnek değil. Futbolculuğunda sistemsiz yaşayanlar teknik adamlığında da değişemiyor... Yapılacak iş bellidir; bundan sonra geçen her gün zararla biter. Daha fazla yıpranmanın anlamı yok. Sayın Aziz Yıldırım ve arkadaşları ayrılmalı. Hem kendilerine zarar veriyorlar, hem de milyonlarca taraftara ıstırap çektiriyorlar... Elazığspor'un puana ihtiyacı var. F.Bahçe'nin ne oynayacağı belli olmaz... Bir ihtimâl beraberlik... (İlk maç: 4-2 F.Bahçe) İSTANBULSPOR-G.SARAY Aylardır saklananlar, 6-0'ın rövanşında ortaya çıktı! Bir devre de olsa kendi gibi oynadılar. Elbette oynarlar. Futbol oyunu unutulmaz ki. Yeter ki koşacak, hareketi verimli kılacak güçleri ve de istekleri olsun. Bir de takım hareketini engellemeyecek futbolcular forma giysin. Sayın Fatih Terim'in futbolcu seçimlerine hayret ediyorum. Hagi, Popescu, Taffarel, İlie, Filipescu... Onca senede, ekibine fayda veren beş kişi buldu. (Onlar vardı zaten) Gerisi yalan rüzgârı. Hele hele İtalya macerasından sonra tamamen karavana... Derbide yordular kendilerini. Aylardır hiç olmadığı kadar. Görelim devamı gelir mi?. İstanbulspor maçları her zaman çetin geçer. Çoğunda hakemler el atmıştı... Beklediğim sonuç G.Saray'ın galibiyeti... (İlk maç: 2-0 G.Saray) BURSA-GÖZTEPE İnanması güç, fakat gerçek; küme düşüyor Bursaspor. Erdoğan Arıca da fayda etmedi. Son maçta hezimete uğradılar. Ne Timsah kaldı ne Teksas. Göztepe organize bir ekip. Hareketleri mümkün olduğu kadar kolektif. Çok olgun ataklar geliştiriyorlar, gol sahasında sıkıntı çekiyorlar. Bursaspor'un her tarafı arızalı. Erdoğan hoca başladığında takım savunması iş yapar diye umut etmiştim ama yanılmışım. Hoca en iyi bildiğini bile yaptıramıyor. Daha fazla savunmadan yıkılıyor Bursaspor. Rakipler gol yapamazsa, arkadakiler yardım ediyor. Maça özel şartlar sonucu belirler. Beklediğim sonuç Bursaspor'un galibiyeti... (İlk maç: 1-1) ALTAY-MALATYA Aralarında 9 puanlık fark var. İlk maçta Altay tarihi bir hezimet yaşamıştı. Malatya'nın kilit adamları sakat ya da cezalı. Ama eksiklerinin yerini doldurabiliyor Ziya hocam. Malatya İzmir'den puan çıkarabilir. Altay iç sahada oynadığı maçtan 3 puan çıkarmanın kendisi için ne kadar önemli olduğunun farkına varırsa, kazanır. Zor maç, üç ihtimâle de açık. (İlk maç: 6-0 Malatya) BEŞİKTAŞ-A.GÜCÜ Beşiktaşseverleri anlamak mümkün değil. Garip bir şekilde sahiplenmişler Lucescu'yu. İyisiyle, kötüsüyle herşey kabul. Sıralamanın tepesinde ya takım, ne yaparsa mübah. Geçen hafta kupa gitti, Avrupa için çanlar çalıyor, ligde Aslan hız almış geliyor. Çok gördük biz taraftarın teknik adama sarıldığını. Daum, Scala, Toshack davul zurna ile gelmişti. Ne mutlu günler yaşanmıştı. Sonra teneke bağlayıp yolladılar, bir daha dönmemek üzere... Fena mı olurdu, Trabzon'dan dört farkla, üç puan alınsaydı. 90 dakika çatır çatır oynayan, sonucu tayin eden Beşiktaş olsaydı. Kabuğuna çekilmiş, rakibin darbesine tedbirle zaman tüketen takıma alkış nedendir bilinmez... Halbuki; bu ekip mecbur kaldığı anlarda etkili hücumlar denemiş, çoğunda sonuç almıştır... Yürekli futbol istemek, malzemeyi verimli kullanmak tarafında olmak düşmanlık mıdır?.. Beşiktaş kazanır... (İlk maç: 1-0 Beşiktaş) SAMSUN-TRABZON Hoca başkan "büyük güne az kaldı" diyor. Bırakacak herhalde! Anlamış olmalı ihtiyaca cevap veremediğini. Belki de lig sıralamasına baktı, gerçeği anladı! İki kere takım gibi çıktı rakip, bir puanı aldı gitti. 89 dakika top ayağında olsun ve yeterli skoru çıkarma. Tehlikenin olmadığı, rakibin bıraktığı alanlarda topu dolaştır, sonra da alkış tut. Büyük güne az kalmış. Cordoba yere yatmadan maç bitirdi. Kaleye atılmış bir etkili şut yok. Yana, geriye paslarla tüketilen dakikalar. Çok iyi top çevirmişler. Bin pasa puan veriyorlar sanki... Bu Samsunspor'a sözümüz yok. Tepkimiz Makedon'un verimsiz hareketineydi. Sakıp hocalı işler güzel. Bir Karadeniz ekibi daha ligde tutunacak... Bu rekabetten her sonuç çıkabilir... (İlk maç: 1-0 Samsun)