sberber@ihlas.net.tr A.GÜCÜ-SAMSUN Son maçında A.Sami Yen'de canlı seyrettim. Bir futbolcu grubu, ancak bu derece kötü olabilir. Halbuki daha bir yıl önce bu kadro ligi kasıp kavuruyordu. Hatta giden Stochita ile bile çok daha organize bir A.Gücü vardı. Samsunspor için ne kadar umutlu olsak da, ekibin gücü bir yere kadar. Oyun temposu yüksek, organize rakipler karşısında teslim oluyorlar... Ankara'da işleri kolay. Büyük hata yapmazsalar puan kaparlar. Büyük ihtimal beraberlik... (İlk maç: 1-0 Samsun) MALATYA-ADANA Adanaspor'da olumlu değişim var. Vural hoca mevcut malzemeyi verimli kullanma noktasında mesafe kat etmiş. Heyecan vermiş futbolcularına, öne arkaya taklalar, sarılıp kucaklaşmalarla harekete hız vermiş. En azından öncesinde olmadığı kadar gelişmiş bir oyun mantığı var Adanaspor'un... Malatyaspor vites yükseltti. Dış saha puanlarını toplamaya başladı. İçerde zaten başarılıydılar. Ziya Doğan yakınıyor kimi zaman. Konsantrasyon, olayın ciddiyetini kavrama gibi faktörlerden bahsediyor. Ekibin tek problemi bu. Normalde her rakibi yenecek kadar güçleri var. Fakat her oyunda olmuyor işte... Bir beraberlik belki, sonrası Malatyaspor'un galibiyeti... (İlk maç: 1-1) F.BAHÇE-ALTAY Üç ayın sonucu Oğuz Çetin yetersiz olarak tabelaya yazılmıştır. Dilediği futbolcuyu transfer etme fırsatı, üç sezon bir arada yaşadığı futbolcu kadrosu ve bir aylık hazırlık kampı... Geçen sekiz maç ve kendi ifadesiyle, korkak, şahsiyetsiz bir futbol oyunu... En sonunda da beraber yola çıktıklarının kellesini koparmak. Çok ayıp ettin sayın Çetin. Futbol adamı mısın yoksa diktatörün celladı mı? Ne yazık ki; Ahmet Çakar haklı çıkmıştır. İnsanlık dışı bölümü hariç futbolu ilgilendiren her kelimesine katılıyorum hocanın... Yapamadın bir adamlık, şahın, vezirin olduğu yerde piyonlara kestin faturayı, en doğrusu kendi görevine son vermekti, o yürekliliği göstermekti... Tahminim F.Bahçe'nin galibiyeti... (İlk maç: 3-1 F.Bahçe) DİYARBAKIR-İSTANBULSPOR İstanbulspor'da bir canlanma var. Golü atacaklar, oyunu organize edenler, savunmanın adamları görevlerin paylaşımında bir olgunluk var. Görelim bu yapı Diyarbakır'da iş yapacak mı? Çok saldırgan oynuyor yeşil -kırmızılılar. Oyunu riske ediyorlar. Kale önünde iş bitiren elemanları çok. Murat Hacıoğlu'nun çıkışı müthiş... Bir ihtimal beraberlik sonrası, Diyar'ın galibiyeti... (İlk maç: 1-0 İstanbulspor) TRABZON-BURSA Öcal Uluç abinin dediği gibi, su basman katına çıktı Trabzonspor. Camianın yüzde yirmi desteğiyle lig beşinciliği. Gelecek için uygun takviyeler yapıldığında, güzel işler yapması kuvvetle muhtemel bir futbolcu kadrosu. Samet Aybaba'nın şahsında sistemin yerleşmiş olması, görevlerin özelleşmesi, herkesin görevinin belirlenmiş olması. Sistem içinde her futbolcunun gerçek performansını yakalamış olması... Şimdi antrenör Özkan'a destek verme zamanıdır... Övgülere yenilerini eklesek de sonuçta Trabzonspor lig beşincisi. En tepeye çıkmak için harekete katılım gerek. Yirmibeşi seksene, doksan, yüze çıkarmak gerek. Aybaba'nın istediği iki üç takviyeyi yapacak kuvveti bulmak gerek... Bursaspor'un kritik durumu bir beraberlik getirebilir. Sonrası Trabzonspor'un galibiyeti... (İlk maç: 2-1 Trabzon) DENİZLİ-G.BİRLİĞİ Bir eksik tarafı var Ersun Yanal hocanın takımının. Hazırlık pası, atağı organize etme. Rakibin dirençli olduğu maçlarda, yani yüksek toplardan tehlike oluşturulamayan maçlar da biraz daha organizasyon istiyor. Rakiplerden daha fazla koşulan mücadelelerde taktik sonuç veriyor ama, kendileri kadar yüksek kondisyona sahip rakipler karşısında iş zora giriyor. Tıpkı geçen hafta Antepspor maçında olduğu gibi. Denizlispor da oldukça diri bir ekip. Hem organize, hem usta. Etkili silahlara sahip. Çok da gelişmiş oyun taktikleri var. O Servet neler yapıyor öyle....Üç ihtimal de çıkabilir... (İlk maç: 0-0) G.SARAY-ELAZIĞ "Usta kaptan dalgalı suda belli olurmuş" derdi hoca. Ne yazık ki; dalgayı çıkaran kendisi oldu. Suların durulması için en ufak bir hamle yapmadı. Nereye elini attıysa kırdı döktü. Şampiyonlar Ligi, UEFA, kupa, lig derken, en sonuncusu bile tehlikeye girdi. Çok büyük bir değişim olmazsa, UEFA'da kalacak G.Saray... Elazığspor bütün imkanlarını en verimli şekilde kullanma becerisine sahip bir ekip. Fakat futbolcu kalitesi yetersiz. Yükü taşımakta zorlanıyor... Beklediğim sonuç G.Saray'ın galibiyeti. (İlk maç: 0-0) GÖZTEPE-KOCAELİ Kocaelispor'un işi bitti. Güvenç Düşür hocayla anlaştıkları gün yolu çizmişlerdi zaten. Hocanın takım düşürmede oldukça gelişmiş yöntemleri var. Hani ağrısız sancısız ameliyat yaparlarya işte onun gibi bir şey. Hocanın meziyeti etrafı üzmeden kırmadan, yolun sonunu getirmek. Çok tecrübelidir çok... Bundan sonrası yanına arkadaş çekmek. Sona kadar mutlaka bir sürprizleri olacak. Belki bu maç, belki sonraki... Beraberlik ağır basıyor... (İlk maç: 3-1 Göztepe) G.ANTEP-BEŞİKTAŞ Lucescu büyük hoca değildir. Ondan önce Beşiktaş'ta hocalık yapanlar kötüydü. Lucescu onların yapamadıklarını başardığı için sevilen isim olmuştur. Kesin olan bir şey var bu futbolcu kadrosu bundan daha iyi futbol oynayabilir ve genel anlamda Beşiktaş çok az oyunda beklenti noktasında futbol oynamıştır. Lucescu'nun ekibi güvenli bir savunma bloğu kurmuştur. Fakat hücuma mecbur kaldığı maçlarda açıldıkça arkada gedikler vermiştir. Yani Lucescu'nun takımı hücum defans dengesini kuramamıştır. Arkayı kollarken, önü unutuyor, öne çıktıkça arka açılıyor. Lazio'ya kaybederken silahlar saklanmıştır. Dakikalar boşa harcanmıştır. Türkiye liginde tutan önce yor sonra vur taktiği tutmamıştır. Gerçek anlamda değerlendirildiği zaman, futbolcu kalitesiyle doğru orantılı gelişmiş bir hücum taktiği kurulamamıştır... Bir ihtimal beraberlik. Sonrası Beşiktaş'ın galibiyeti... (İlk maç: 0-0)