Fener'i beğenen bir spor adamı yok fakat Fener ligin lideri. Mücadele tamamlanmadan hocası Daum veda konuşmasını yaptı. Futbolcu kadrosundan elde kalan üç beşi. Diğerleri üzerine yetersizlik tarifleri yazılıyor... G.Saray'ın hâli içler acısı. Para yok, huzur yok, futbol yok, futbolcu yok, taraftar tribüne gitmiyor... Hocası Hagi kaçmak için gün sayıyor... İyi güzel de sayılan bütün olumsuzlukları üzerinde taşıyan G.Saray ikinci sırada... Ne garip, lig üçüncüsü Trabzonspor'a övgüler diziyorlar. Bu nasıl iştir, anlayan varsa beri gelsin. Fazla görüyorlar Trabzonspor'a. Küçük kentin küçük takımı olarak bakıyorlar. Üçüncülük neyine yetmeze getiriyorlar... Çok para harcaması sebebiyle Fener'in en tepede olmasını normal sayıyorlar... Yüz yıllık çınar G.Saray'ı adından dolayı o sıraya layık görüyorlar... Harakiri yapan Beşiktaş'ı kenarda tutup sonra ki sezonlara plan yapıyorlar... Birisi çıksın şu kötü tarifler yapılan iki İstanbul büyüğünün neden tepede olduğunu açıklasın. Ligin en iyi futbolunu oynayan Trabzonspor'un üçüncü sırada kalmasının sebebini söylesin... Geçen akşam UEFA finalini izledik. Şampiyonlar Ligi'ne göre ne derece düşük kalite futbol oynandığını gördük. Onu seyrederken şu kupada bile bizim takımların ilk turlarda veda ettiğini üzülerek hatırladık... Yolun sonu karanlık beyler. Bu kafalarla daha çok yaya kalır Türk futbolu. Futbol sahasına adalet getirmediğimiz sürece sahte kahramanlara şahit oluruz biz. Edirne'den öteye adım attığımız gün tokadı yer geri döneriz... Memleket kupalarına göbek attığımız sürece kendini yenilemez kulüpler. İş bilmez teknik adamlar işgal eder kulübeleri. Futbol fukarası topçular koşturur sahalarda. Hak etmedikleri değeri onlara veririz. Bir kulüpten kovar diğerine kucak açarız. 8-10 maç yorarlar bedenleri, forması, taraftarı fazlasını kurtarır, sıkıştıkları ortamda düdükçüler girer devreye mutlu eder küçük beyinleri. Esas işi ilk dakikadan son düdüğe kadar bütün gücünü kullanmak olan sahte yıldızlar, loş ışıklarda akıtır terinin fazlasını... Hatırlayın onlara sayfalarca övgü dizenleri. Milyon dolarları akıtarak banka hesaplarını şişirenleri. Ekranlardan taşan dünya futbolunu izlediğimiz ortamda onların peşine takılanları... Futbol sahasına gerçekçi bakmadığımız sürece tesadüflere kalır sevinmek. Memleket içinde kucaklaşırız ama Edirne'den öteyi ağzımız açık izleriz... DİYARBAKIR - Ç.RİZESPOR Diyarbakır kazanır... (İlk maç: 3-0 Ç.Rize) GAZİANTEP - MALATYASPOR Önce beraberlik... (İlk maç: 2-1 Malatya) B.B.ANKARA - İSTANBULSPOR Bir ihtimal beraberlik sonrası Ankara... (İlk maç: 1-1) BEŞİKTAŞ - KAYSERİSPOR Beşiktaş kazanır... (İlk maç: 2-1 Beşiktaş) SAKARYASPOR - A.SEBAT Sakarya'nın galibiyeti... (İlk maç: 1-0 Sakarya) ANKARAGÜCÜ - KONYASPOR Beraberlik belki, sonrası Ankara... (İlk maç: 4-3 A.Gücü) DENİZLİ - GENÇLERBİRLİĞİ Beraberlik ağır basıyor... (İlk maç: 3-1 Denizli) TRABZONSPOR - SAMSUN Trabzon kazanır... (İlk maç: 4-0 Trabzon) FENERBAHÇE - GALATASARAY Ülke futbolunda kanundur; alması gerekenler alır vermesi gerekenler verir. Her ne kadar adı derbi de olsa, yılların rekabet değerini taşısa da, böyle oyunlarda ihtiyacı olan kazanır. Açıklaması kolay Olimpiyat Stadı'nda beş gol atan takım Saracoğlu'nda neden üç atmasın? Dahası geçen on gün içinde sahip olduğu değerlerin fazlasını kaybetmiş olan kadro nasıl kazansın? Teknik adamı, futbolcusu bu yıkımın altından nasıl kalksın? (İlk maç: 1-0 G.Saray)