Haftaya kaldı

A -
A +

Bileğinin hakkıyla kazandı İstanbul. Aylardır oynayıp golsüz kapattıkları maçların üstüne beceriyi eklediler. Savunma düzeni, orta saha organizasyonu çok çok iyiydi. Kalede güven veren duruşuyla Oğuz'dan başlayan Uche, Yalçın, Pinto'yla kurulan direnç, Saidou'nun ustalığında tabelayı belirledi. Hiç pozisyon vermediler. Kestikleri her topu yeni bir atak başlangıcı olarak öne sürdüler. İki kenar Alex ve Musa dağıttılar Gençler savunmasını. Boliç ve Balili güzel işler yaptılar. Her atakta boş koşularla pozisyon buldular. Üç attılar, üç katını kaçırdılar. Gözümüz sahaya bakarken, kulağımızı da radyoya taktık. Adı Türkiye Ligi.. Mâlum sonuçlar yağmaya başladı. Bursa ordan, Sebat yan semtten şaha kalktılar... Ligin seyrine göre kulağa gelenler doğru, şu seyrettiğimiz de gerçek. Oyunun adı futbol, en ufak boş vermişliğe gelmez. O bildiğimiz Gençler yoktu sahada. Saha dizilişleri aynı, isimler resimler aynı, fakat hareketleri farklıydı. Oynuyorlardı işte... Ersun Yanal taktiği yoktu sahada. Aylardır uyguladıkları şekli rafa kaldırmışlar, kafalarına göre takılıyorlardı. Ayağa paslarla atağı hazırlayarak gitmek istediler. Önceden çalışılmış en ufak doğrusu olmayan oyun isteği kör kaldı. Milli hocanın hep söylediği, "oyunu dar alana sıkıştırmak, rakibi hataya zorlamak" hiç olmadı.. 40'lık Uche sahanın en iyisiydi. Varın gerisini siz düşünün. Bir avuç sarı-siyahlı taraftar hiç susmadı. Kulağa gelen haberler can sıkmış olsa da, yakalanan bir puanlık avantaj umutları haftaya taşıdı. Hakem Serdar Tatlı rahat bir yönetim gösterdi. Bir tarafın neticeye, bir tarafın öylesine oynadığı maçta hiç hata yapmadı.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.