Hocalar anlaşmış sanki. Kalenin uzağında müdahale yasağı koymuşlar gibi topu kaptıran kendi ceza sahası önüne yığılıyor. Hücum presi orta saha baskısı filan hak getire... Gözleriyle bile takip etmiyorlar. Savunmalar zaten çıkmıyor. Orta sahalardan görevi arkaya yardım olanlar geri koşuyor. 3 Trabzon'un 4 de Fener'in ayrıcalıklı futbolcusu var. Yattara, Fatih, Szymkowiak bir tarafta. Alex, Nobre, Anelka, Tuncay bir tarafta. Sadece hücum aksiyonlarında kaldılar. Az hücumcu, çok savunmacıların oyununa döndü maç. Yüzyılın futbol değerleri rafa kalkmış. Mevcut malzeme gereği Vahid Hoca'yı haklı sayabiliriz. Memleket zengini Daum'un en ufak bir mazereti yoktu. Alan daraltma, rakibi hataya zorlama, atak organizasyonunu başlamadan kesme gibi değerlerden uzaktılar. Şu futbolu oynatmak için Almanyalardan hoca getirmeye gerek yok ki... Kendi haline bıraksınlar futbolcuyu daha iyi oynarlar... Teknik adamların ürkek tavşanı oynadığı ilk devre kısır geçti. Birer pozisyon yakaladılar. 3 vuruşta bir gol yapamayan F.Bahçe, Lee'nin tek vuruşunda golü kalesinde gördü. İkinci yarıya skoru koruma isteğiyle başlayan Trabzon, gole davetiye çıkardı. Tuncay ve Nobre savunma kalabalığı arasından golü buldu. Lee iyi günündeydi. Sol taraftan indi, geri çıkardığı topu Fatih tamamladı. Daum'un oyun planı tutmadı. Aslında ortada bir düzen filan yoktu. Çok dengesiz oynuyordu Fener. Vahid Hoca'nın 7 kişilik savunma duvarı güvenli yerleşti. Ligin pozisyon zengini Fener, çok hücumu boş geçti. Farka gidebilirdi Trabzon. Aylardır taraftarına sıkıntı çektiren bordo-mavililer, alkışı hak eden futbol oynadı. Dakika 80'de maçı garanti edebilirdi Trabzon. Appiah arkadan Fatih'i biçti. Penaltıyı çalmadı Metin Tokat. Sonrasında kaleci Jefferson ve savunmanın müdahale yanlışından bir gol buldu Fener. Metin Tokat, maçın skoruna etki edecek bir hatayla geceye damgasını vurdu.