İflas...

Bu ne biçim G.Saray?.. Ne dibi belli, ne ucu... Mücadele ettiği ligle uzaktan yakından alakası yok. Türkiye Ligi'nin şampiyonu bu olamaz. İnanılmaz kötü oynadı G.Saray. Futbol adına en ufak bir değer ortaya koyamadı. Sanki 10 yıl öncesine dönmüş gibiydi. Büyük alanlara yayılmış oyun. Topun olduğu yere kademeli yaklaşma, tehlikeye tedbir alma, kaleninin uzağında direnç oluşturma aynı 10 yıl öncesi gibi... Hatta daha da kötü. O zamanlar hiç olmazsa takım olarak kapanıyorduk. Dün akşamın G.Saray'ı belki de Şampiyonlar Ligi'nin en kötü takımı görüntüsündeydi. Daha önce oynadığı hiç bir maçta bile bu derece zor durumlara düşmedi. Olaya Fatih Terim'den girelim. Hocanın taktiğini, sistemini, oyuncu tercihlerini hiç konu etmeden takım kondisyonuna gelelim... Terim takımını hiçbir şekilde hazırlayamamış. Kondisyonun yanında konsantrasyonu da sıfır derecedeydi. İki takım futbolcularını bireysel olarak karlaştırdığımızda teknik anlamda kıyas bile kabul etmez. Fakat, rakip futbolu koşarak oynama niyetindeydi, G.Saray ise yürüyerek... Bir Avrupa takımı da yürüyerek alt edilemeyeceğine göre doğal olarak kaybeden bizim taraf oldu. Yine de Brugge'e teşekkür etmeliyiz. Yakaladıkları pozisyonları gol yapmadılar. Rezil olmaktan kurtulduk. Mesela rakip takımdan adam almaya kalksan bir Stoica bir Verheyen... Geri kalanları ligimize sokmazsın. Fakat futbol bu, kazanmak isteyenle istemeyen arasındaki fark tabelada gözüktü. Sanıyorum bu maçla G.Saray Şampiyonlar Ligi'ne veda etti. Hakemler çok iyiydi. Hatta yan hakemin biri G.Saraylı futbolculardan daha da verimliydi.