Bir yanlış kartın gölgesinde oynandı maç. Heyecan sıfıra inmiş, sayı tamamlama maçına dönmüş mücadele. Tribün coşkusu kaybolmuş... Bir buruk seyretti maçı siyah-beyazlılar. Maçın başlarında yakaladıkları birkaç gol pozisyonunda bile ayağa fırlayan olmadı. Çizgilerin içinin dışarıdan farkı yok. Daum dahi bir kere kulübeden çıkmadı. Uyur gezer hallerindeydiler. Ruhsuz diyemeyeceğim. Çünkü bir yan hakem tüketti koca Beşiktaş'ı. Normal kabul ediyorum. Bu saatten sonra nasıl havaya girsin futbolcular. Sonra bildik savunma hataları... Rakibin birşey hazırlamasına gerek yok. Ümit, Erman yetiyor. Gençlerbirliği takım savunmasında başarılı, hücumu organize etmede zayıf bir ekip. Olgun atak geliştiremiyor. Youla dalıyor kendi başına... Cafer indiriyor topu, arkadaşına vermekte yetersiz... Ahmed Hasan dalıyor aralara... Yani kurgulu gelmiyor Gençlerbirliği. Fakat hiç zorlanmadan gol pozisyonları buluyor. Hedeften kopmasına rağmen, Daum, takım hareketi pozisyonlar üretti. Oyunu dar alana sıkıştırdılar. Ayağa çabuk paslarla organize şekilde etkili bölgeye topu taşıdılar. Hareketin tümü düz ve sade şekilde gerçekleşti. 4-5 kere kaleciyle karşı karşıya fırsat doğdu. Biraz yetenek istiyordu, kaleciyi aldatacak ustalık gerekiyordu ama hep ayaklarına vurdular... Gençler'in daimi yedeği kaleci Hasan müthiş kurtarışlar yaptı. Savunma blok halinde başarılıydı. Gençler'in kurnaz tilkisi Ahmet Hasan her zamanki gibi tabelayı değiştirdi. Beşiktaş'ı sadece hücuma doğru grup hareketinde gördüm. Diğer tarafları tamamen amatör. Maçı kaybetmeye Daum'un gönlü razı olmadı. Ahmet ve Stavrum'u attı içeri. Aslında onlar da fazla birşey katmadı oyuna. Ahmet kendine has çalımlarla daldı, vurdu. O ana kadar sahanın en iyisi Hasan kapattığı köşeden yedi. Hakem rahatlamış olmalı ki; süper maç yönetti. Kimseyi kollama hesabı yoktu, her kararında doğruyu üfledi.