İşte o zaman...

A -
A +

100 kişinin 97'si Şenol Güneş ve ekibine onay vermişti. Sadece üç kişi hayır çekmişti. Onların alışkanlığı herkesimin tersini söylemek olduğu için pek itibar görmemişti. Çok az kafaları karıştırsa da genel çoğunluk, yeni teknik kadroya kucak açmıştı. Şenol Güneş düzgün bir insandır. Bilinen en küçük bir yamuğu yoktur. O makama gelebilecek futbol adamlarının en iyilerinden biridir. Hatta onsuz yıllarda yerlerde sürünen Trabzonspor'da ki performansı dikkate alındığında en iyisidir. Aslında geçmişte yaşananlar değerlendirme dışıdır. Burada cevabı aranan soru Güneş ve ekibinin günümüzde ne vereceğidir. Görev yaptığı süre içinde geleceğe neler kazandıracağıdır. Avrupa Şampiyonası'ndan arta kalan nedir? Tam kapasite kullanamamasına rağmen turnuvadan çeyrek final apoletiyle ayrılan bir ekip. Liginde oynanan futbol çizgisinin altında bir performansa rağmen, tarihinin en iyi derecesini yapan bir ekip. Saha dışı - içi her hareketiyle taraftarını doyuma ulaştıramayan bir ekip. Bu noktada G.Saray'ın futbolumuza getirdiği standarttan bahsetmek durumundayız. Dünyanın kabul ettiği dar alan presini, rakiplerin oyununu zorlaştıran topa sahip olduğunda kendi oyun taktiğini kolaylaştıran sistem. Ve de bu büyük takıma ligimizde kafa tutan ekiplerimiz. Bir Avrupa Şampiyonu'na zaman zaman ayak uyduran 11'lerimiz... İşte sayın Güneş ve ekibinin karşısındaki hedef budur. Ligimizin gücünü gerçek anlamda ay-yıldızlı formanın içine taşıyabilirse, işte o zaman başarılı sayılacak. Oynanan resmi ve özel maçlarda son Hollanda maçını ayrı tutarsak, pek fazla bir değişim olmamıştır. Hollanda maçındaki futbol derecesi bile G.Saray çizgisinin çok çok altındadır. Milli takımın oynadığı hiç bir maçta futbolcularımız oyun temposunu kendileri ayarlar şekli kuramamıştır. Genelde rakibin oyununa göre yönlenmiş, kale önünü çok adamla kapatarak kontra atak dener olmuştur. Olay iyi anlaşılmalı. G.Saray'ın futbol mantalitesi doğru etüt edilmeli. Bir Arsenal maçı, son oynanan Milan maçı eksiksiz değerlendirilmeli. Bu futbolun gerçek mimarları Okan, Emre, Ümit, Ergün, Hakan Şükür, Hasan Şaş, Bülent, Fatih kadrodadır. Onlara katılanlar da oldukca becerikli, olayın farkındadır. Rüştü pekâlâ Taffarel'in yerini doldurabilir. Ümit Özat en az Popescu kadar sisteme katılabilir. Abdullah'ın bugünkü formu iyi, biraz çabuk oynamak şartıyla katılabilir. Yani demek istiyoruz ki; sahip olunan güç tam anlamıyla kullanılmalı. Hakan Şükür'ün şu sözleri çok meseleye aydınlık getiriyor. "Biz defans yapmayı beceremiyoruz, onun için devamlı saldırmalıyız." İşte bütün mesele saldırmanın içinde gizli... Bizim düşüncemiz, G.Saray'ın Avrupa maçlarında uyguladığı şekil dünya futbolunun geldiği en yüksek noktadır. Olmayan birşey istemiyoruz. Milyonlarca futbolseveri sarı-kırmızılı formayla sokağa döken futbolu ay-yıldızın içinde de bekliyoruz. İlk günden beri sevgili hocamıza destek verdik. İşte sayın Güneş bu zevki futbolseverlere tattırırsanız, bizi mutlu edersiniz. O zaman da bizim haklılığımız ortaya çıkar.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.