Kılları kıpırdamadı

A -
A +

Futbol bu olsa, kimse peşinden koşmazdı. Tribüne oturacak bir adam bulunamazdı. Ne çirkin bir oyun... Kendine iyi bakmış, hareket kabiliyeti yüksek gençlerin oyunu. Savaşıyorlar resmen. Ama şöyle gözü okşayan, akılda kalan bir güzel hareket yok. Biri dipten kaçıyor, diğeri zirveye koşuyor, aralarında futbol farkı yok. Takdir edilir taraf, mücadele güçleri, oyun disiplini, mevkisinin gereğini uygulama gayreti. Sahanın zemininden çok etkilendiler. Tek sebep zemin değil tabii ki... Bu ligin bataklıkta, öbek öbek toprak birikintilerinde oynandığı dönemden kalmış biri olarak, iki kelimeyle kötü futbolu geçiştiremem. Hocaların korkaklığı, futbolcuların beceriksizliği önemli bir etken. Garip bir maç oldu. En yeteneklisi Tümer bile kayboldu. Futbol estetiği bitti, kazmaların hakimiyeti vardı. Son düdük çaldığında, tabelada sıfır yazıyordu. Hepsini kaybetmektense, birini almayı kâr saydı iki taraf da. Şiş ve kebabı yakmadılar. Baştan sona, kilitlenen oyunu çözecek taktiksel farklılık getiremediler. 90 dakika karşılıklı birer pozisyonla geçti. Daum ve Hüseyin Hoca müdahale etmedi. Biz sıkıldık, oynanmaya futboldan daraldık. Kılları kıpırdamadı. Soyunma odasında kurdular, son düdükte bitirdiler. Dün akşam, Diyarbakır'da hava kötü, zemin beter, futbolcular verimsiz, kulübeler tutulmuştu. Tek güzellik, coşkulu tribünler ve hakemlerin başarılı yönetimiydi.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.