D.Kiev maçından mı başlayayım, A.Bilbao oyununun 3 farktan bire inişini mi işleyeyim? İçerde G.Antep maçının tutmayan taktiğine, Başkent'te iki puan kaybedişe, Avni Aker'de rakibe boyun eğişe... Geçmişi unutmadık elbette. Küme düşme potasından bu günlere Doğan'la uçtu Tabzonspor. Son 20 yılda gelip geçen futbolcu kadrolarından hiç de iyi olmayan bu takımı iddialı yapan Ziya Doğan. Fakat milyon dolarları cebe koymuşken düşürmeye yanıyor insan. O lige kalınsaydı, Roberto Carlos Uzun Sokak'ta gezecekti. Zidane Atapark'ta, Ronaldo Meydan'da, Raul, Figo , Real, Roma, Bayer Leverkusen... Bir futbol şöleni yaşanacaktı Trabzon'da. Olmadı... UEFA Ligi de kaçtı elden... Kiev'de son düdük çaldığında mikrofonlara konuşuyor Ziya hoca: "Umarım kaçırdığımız golleri aramayız." İşte o kafa kaybın başlangıcı oldu. Sahasında ürkek, korkak bir Trabzonspor milyon dolarları hediye etti. Aynı kafa Bilbao maçını da verdi. Rakip hoca fark edene kadar Fatih - Gökdeniz Athletic tarafını talan etti. Tabela üç fark yazdığında uyandı herif. Üç değişiklikle maçı kurtardı. Oradaki oyunu sormayın, taktik dersi verdi elin oğlu... G.Antep, yarı sahasına kapanmış, üstelik on kişi kalmış. 4 defans, 4 ön libero ile oynuyor Trabzonspor. Millet ikiyi fazla bulurken dörtlüyü ortaya dikiyor Trabzonspor. Thijs, Hüseyin, Adem, Lee . Rakip ceza sahasına adım atması yasaklı futbolcular... Kayıplar ders olmadı. Kontrollü futbol kafası Başkent'te de sahnedeydi. Rakibi üzerine çekecek, arkada kalacak boşluğa Gökdeniz ve Fatih 'i kaçıracak, maçı kazanacak. Ezbere aldı rakipler hoca, ezbere. Yemiyorlar artık. Yemedi Ankaraspor... Son maç tam derslik. G.Saray golü atana kadar kontrollü futbol. Ezbere kayıtlı Gökdeniz - Fatih tuzağı. Karpatlar'ın Maradonası yer mi? Yemedi, yedirdi üstelik. Gökdeniz adım atamadı, Fatih, Song 'un gölgesinde silindi gitti. Dakika 70'e kadar Hagi ne istediyse o gerçekleşti sahada... Maçı kaybettiğine inandığı andan itibaren hiç inanmadığı işlere sarıldı Ziya Doğan. Fatih, Gökdeniz, Mehmet, Augustine, Yattara yan yana sahadaydı. Ortada Adem, Hüseyin ve üçlü defans. Tam tersine döndü maç. Her taraftan hücum eden Trabzonspor, açılan delikleri tıkamak için üstünü başını yırtan Karpatlar'ın Maradonası. G.Saray tüm tedbirleriyle sahasına gömülmüş, Trabzonspor üst üste pozisyonlar buluyor. Son 20 dakikayı seyrettim, ilk 70 dakikanın boşa gittiğini anladım. Futbolcular değil sayın hocam sizin taktiğiniz, oyuncu seçiminiz, oyun mantığınız yetersiz. Bulduğunuz sebep kolaycılık sadece, bir de kendinizi gözden geçirin... Liderin oyununa bir bakın sayın hocam. Beş ileri, beş geri oynuyor. Futbol kitaplarında yok belki ama 10 maçın dokuzunu kazanmış, dikkate değer sanırım. Oradan bir şey çıkmazsa, ay - yıldızlı takımı inceleyin. Taktiği daha bir gelişmiş, beş geriyi iptal etmiş Ersun Yanal, on ileri, on geri oynuyor Milli Takım...