Hafta içinde ne çalışmışlar? Sezon başından beri kamp, antrenman, oynanan maçlar, taktik, sistem... Taktik tahtasına ne çizmiş hocalar? Havadan uzun, yerden kısa olmalı. İki pası bir arada görmek mümkün değil. Ayağına alan kontrolsüzce vuruyor. Arkaya düşerse biri koşacak. Liberolar kalecinin önünde oynuyor, o da olmuyor. Bu futbola ne yazılır diye kafa yorarken Fatih'in önüne düştü top. Yumuşattı, arkaya bıraktı. Burhan derinlikteydi, hamle yapan Gökdeniz'di... Burhan gözleriyle bile takip edemedi ve öne geçti Trabzonspor. Tabela değişti, fakat futbol hâlâ haraptı. Ne öne geçen rahatladı, ne de geri düşen futbola döndü. Seyredenin zevkini mahvettiler, fFutbol oyununu katlettiler. Topun canını çıkardılar desem yeridir. Fatih'e gelse bir nefes çekiyor. Gökdeniz bir kaç güzel hamle yapıyor, sonrası ıstırap, işkence. Kötü oynadılar ama iyi koştular. Son adamlar arası boşluğu kapatmak için canlarını dişlerine taktılar. İkili koşularla devreyi bitirdiler. Birbirinden kurtulan olmadı. Soyunma odasına bile markajda girdiler. İkinci bölüme farklı başladı evsahibi. Trabzonspor'un cismi değil ismi ile sahada yer aldığını anladılar. Birkaç adım öne çıktı Diyarbakırspor. Bordo-mavili tarafa yıkıldı oyun. Faulden gelen top savunmadan sekti, Ümit Ozan tamamladı. Son yarım saat ikili koşanlar ayrıldı. Boşa kaçanlar, topa yön verdi. Futbola heyecan geldi. Doğan boşluktan, önce Somers sonra da Saffet fileleri havalandırdı. Trabzonspor kesinlikle bu değil. Kafalarlar karışmış olmalı. Saha dışı problemler, ekibin performansını düşürdü sanıyorum... Dört pas, dört güzel vuruşla maçı tamamladılar. En iyisi üç hakemdi. Tribünlerin centilmen tavrı ve sabrı alkışa değerdi.