Kursağımızda kaldı

Bu maçtan önce çok sıkılmıştık. Ay-yıldızın karardığı zamanda aydınlattı futbolumuzu Lucescu ve talebeleri. En başından çok yüklendik hocaya. Niye bu derece savunma diye?.. Israr ettik günlerce. Hücum aksiyonları nerede? Zaman alıyormuş demek ki... Birini olgunlaştırmadan öbürüne geçilmiyormuş. Bilgisayar değil ki; CD'yi koyup yükleyesin programı... Müthiş oynadı Beşiktaş. Belki de Türk futbolunun zirvesinde gezdi uzun süre. Takım savunması, orta saha düzeni, hücum organizasyonu... Lazio'ya göre kurulmuş takım taktiği, üçlü savunmada adam va alan paylaşımı, Tayfur ve Giunti'nin her alanı kapatışı... Sergen - Pancu'nun gol sahasına servis ve hamleleri, İlhan Mansız'ın topsuz koşularla defansın dengesini bozan güzelliği... Geniş alana mahkûm ettik Lazio'yu... İlhan - Sergen - Pancu üçlüsü 5 İtalyan'ı arkada tuttu. Hep fazlaydılar, hiç tedbir alamadılar. Başlarını döndürdü Sergen Yalçın. Bu nasıl futbolcu? Bilimsel olarak incelenmesi gerekiyor. İdman da yapmıyormuş. Futbol değerlerini alt-üst etti kepçe kulaklı çocuk. Tribün baskısı, şanı - şöhreti ile bir dünya kulübü Lazio. Başlangıç düdüğünden sonra herşey çizgi dışında kaldı. Futbolun efendisi Beşiktaş vardı sahada. Böyle bir maç için fazlasıyla fırsat yakaladık. İlhan, Tayfur, Okan tutturamadılar kaleyi... Futbolun değişmez kuralı "Atamayana atarlar" girdi devreye... Hakem destekli bir gol yedik. Cordoba'ya müdahale eden İtalyan ofsayttı. Kaldırmadı yan hakem. Şurada işi bitirirdi Beşiktaş. Bir usta golcü çifte bayram yaşatırdı bize... Çok puan kaybettik bu sebepten. Her işi güzel yapan Lucescu, neden kabul etmez bilinmez. Son bölüm zor geçti. Kulübeden fayda gelmedi. Kalemize yığıldı Lazio... 1 puana sevinir olduk. Hakemler bütün tercihlerini Lazio'dan yana kullandı.