Futbol böyle giderse, tribünde taraftar kalmaz. 2-3 YTL değil, üste para versen bile Avni Aker dolmaz. Futbolcular üzerine en ufak baskı olmadı. Üstelik 10 pasın 9'unu rakibe vermişken. Bir bir çetele tuttum. Akılda kalan pozisyon bir elin parmaklarını geçmez. Özellikle ilk 45 dakika bütün hatlarıyla kapandı Diyarbakır. Bir çabuk hücum üzerine plan yaptı Hadzibegiç. Kaleyi kollama isteği tuttu. Gol için adım atan olmadı. O bölümde havanda su dövdü Trabzsonspor. Bir amatör takım hüviyetinde en ufak bir futbol güzelliği ortaya koyamadı. Alanın daraldığı ortamda düşüne düşüne oynadılar. Topu ayağına alan matematik problemi çözmeye başladı. Her seferinde yanlış sonucu tercih ettiler. Bir çabuk pas, ters top, araya - arkaya boş koşu, bindirme... Rakip savunma dengesini bozacak hamleyi denemediler. Profesyonel kadrolarda olması gereken donanımdan yoksundular. Bilmiyorlar diyemem, oyun mantalitesi zayıf. Teknik adamdan gelen oyun mecburiyetleri olmalı. Rakibin durumuna göre taktikler geliştirilmeli. Futbolu kolaylaştıran hamleler böyle kadrolarda alışkanlık haline gelmeli. Aksi halde sıkıntı doğar. 4 işlem kadar kolay olan futbol iki, üç, dört hatta çok bilinmeyenli denkleme döner. Kördüğüm olur kalırsınız. İşte bu düğümü çözemiyor Trabzonspor. Koca camia ne yapılırsa fayda, ne olursa zarar kararını veremiyor. Derken karanlığa gömüldü stat. Lambalar ağladı futbolun halinden. Yattara'nın golü kaldı akılda. Geri düştükten sonra Diyarbakır'ın yakaladığı tempo boşa gitti. Üst üste kaçan 4 pozisyon yarına (bugün) devam eder mi sorusu kaldı.