Christoph Daum takımın içine girdi. Bu futbolcu grubu bu kadar oynar gerçeğini yakaladı. Herkesin koştuğu mücadeleye katıldığı şekli yerleştirdi. Scala'nın yürüyerek maçlar bitiren ekibine hareket getirdi. Fakat tribünün göze hoş gelen armonisi, çizgilerin içinde yok. Çok gayretli olmalarına rağmen skoru değiştirecek yetenekli futbolcusu yok. Makine düzeninde şablon oturdu fakat forma giyen futbolcuların mevkisinin gereğini yapacak özelliği yok. Anlaşılan o ki; Beşiktaş'ın bir kaç becerikli futbolcuya ihtiyacı var. Takımın hareketini engellemeyecek, yüksek tempoya çıkan oyuna yön verecek bir kaç yıldız... Her futbolcunun bütün yeteneğini kullandığı bir maç oldu. Samsunspor'un deplasman taktiği oyunu şekillendirdi. Önce bir puan düşüncesi uzun süre oyunu kırmızı-beyazlıların kalesine sıkıştırdı. Çok da kapalı bir savunma yapmadı Samsunspor. Kalesinin 30 metre uzağında bir blok oluşturdu. Orta sahası Beşiktaş'a presi kabul ettirdi. Rahat hareket etmelerini engelledi. Kalabalık arasında pozisyon üretme becerisi zayıf Beşiktaş orta sahası verimli olamadı. Daha çok topa sahip olmalarına rağmen Beşiktaş gole dönük bir beceri gösteremedi. Takım savunmasını oturtan Samsunspor dönen toplarda pozisyon da buldu. Gol olabilecek iki uzak şutta Fevzi'yi aşamadı... İkinci yarının öncesinden farkı yoktu. İyi koşanların çok olduğu mücadelede futbol kalitesi vasatın üstüne çıkamadı... Bu maçta da hakemlerin büyüğü kollama içgüdüsü devam etti. Skora etki edebilecek kararlar verdiler. Gol olabilecek iki Samsunspor atağını kestiler. Hakem Serdar Tatlı, ceza sahası üzerinde, kaleyi karşıdan gören pozisyonda bir faulü es geçti. Beşiktaş savunmasının öne çıktığı bir pozisyonda geriden çıkan İlhan'a ofsayt çaldı...