Futbol nankördür derler ya, aslında doğru değil. Niye nankör olsun ki? İki tepiyorsun, milyon dolarları cebe indiriyorsun. Yaşlanıp emekli oluyorsun, taktik, sistem, antrenman üzerine asıp kesmeler, etrafa caka satmalar... Zenginlik içinde yüzüyorsun. Hoş iş futbol, lâyıkıyla hizmet edeni ihyâ ediyor. Esas olan insanların nankör olduğu. En yakın örnek Şenol Güneş ve Fatih Terim. Haluk Ulusoy yanlış yapmıştır. Özhan Canaydın ikili oynamıştır. Futbolun kitabı yok ki, böyle emretmiş olsun. Önce Türk futbolunun 'Atatürk'ü saydığım Fatih Terim'e yapılan nankörlüğü anlatalım. Kulübün başkanı ve yönetim kurulu önlerine koyulan gençleştirme - yenileme projesine onay veriyor. Takımın teknik sorumlusu proje üzerinde çalışmaya başlıyor. Amaç, işe yaramayanları ayıklamak, mevcut gençleri takıma alıştırmak. Yarışın dışında kalındığı ortamda gelecek sezona sağlıklı şekilde hazırlanmak. Öyle ya da böyle, karar verilmiş, yola çıkılmış. 7 maç geçmeden verdikleri sözden cayıyorlar. Bir anda Fatih Terim'in işine son veriyorlar. Ne bekleniyordu bu futbolcu grubundan? Büyü mü yapacaktı Fatih Terim? Eni boyu bu işte. Sistemi, taktiği, moral motivasyonu Terim'den daha iyi yapacak olan kim?.. Ama, kötü sonuçların ardından gitmesi en kolay olan Terim hoca kapı dışarı edildi. Ne diyeceğiz şimdi? Futbol mu nankör, insanlar mı? Futbol Federasyonu Başkanı sayın Haluk Ulusoy... Olumsuz bir kelime yazmaya gönlüm elvermiyor, fakat Şenol Güneş'e yapılan haksızlığı da içime sindiremiyorum. Sözleşmenin bitmesine daha üç ay var. Ne oldu da bu günden işine son veriyorsunuz? Türk futbolu tıkanmıştır. 10 yılı aşkın kullanılan bir nesil yaşlanmış, yeni bir jenerasyon kurulma mecburiyeti doğmuştur. Başladığı günden beri yoğun bir yarışın içinde olmuştur Şenol Güneş. Dünya Kupası elemeleri, finalleri... Avrupa Şampiyonası elemeleri, Letonya baraj maçları. Yarış sırasında adam mı deneyecekti Şenol Güneş? İngiltere maçlarında, Letonya baraj oyunlarında memleketin en iyilerini oynatmadı mı? Bugün darağacını kuranlar maçlardan önce söylediklerini, yazdıklarını bir hatırlasınlar. Farklı bir şey yapmış mıdır Şenol Güneş?.. Uygulama tamamen yanlıştır. Maksat üzüm yemek değil, bağcıyı dövmektir. Olaya bir başka pencereden girelim. Türk futbolu tıkanmıştır. Yetkililer olayın farkında değildir. Şenol Güneş kurban edilmektedir. Güneş ayrılınca işler düzelecek mi? Rüştü Barcelona'da oynayacak mı? Okan, Emre, Nihat, Tugay, Ergün, Şükür, Alpay... Yorulan ayaklar eski futbollarına mı dönecek? Tükenen yeteneklerin yerini kim dolduracak? Ligin liderinde kaç Türk futbolcu oynuyor? Hangi birini Milli Takım'a koyabilirsiniz? Beşiktaş, Trabzon, G.Antep, Gençler... Gerçekçi bir şekilde analiz edildiğinde görülür, en önemli işleri yabancılar üstlenmiş, Türk futbolcular kulüp takımlarında figüranı oynuyor. Suçlu olan Futbol Federasyonu'nun kendisidir. Yukarıdan aşağıya oynattığı liglerin içinde saklıdır sebep. Kulüplerin düzensiz yapısı, alt yapıların sistemsiz hareketi, eğitim dairesi, diploma verdiği antrenörlerin yetersizliği, Milli Takımlar'ın kuruluş ve ay - yıldızlı gençlerin seçiliş şekli, eldeki yeteneklerin kendi kaderine terk edilişi... Gerçek sorumlu Haluk Ulusoy'un kendisidir. Bu noktada ekibi, beyin takımı yetersiz kalmıştır. Şenol Güneş çalıştırdığı takımla dünya üçüncüsü olmuştur. Bir anı bile boş geçirmeden Milli Takım'ın başarılı olması için uğraşmıştır. Mevcut malzeme yaşlanmış, bıkmış, heyecanını kaybetmiştir. Takımın hocası posasını çıkarmış, son damlasına kadar kullanmıştır... Bu ülkede Milli Takımlar 12-14 yaş gruplarından başlamaktadır. A takıma kadar 4-5 yaş grubunda binlerce çocuk hazırlanmaktadır. Bu iş için seçilmiş teknik adamlara milyarlar akıtılmaktadır. Bölge antrenörleri, grup hocaları, takım sorumluları... Ne iş yapar yüzlerce adam? Tek suçlu Şenol Güneş midir? Güneş gidince daha iyi işi mi çıkaracaklar? Dahası, bir alt takımın hocası ne iş yapar? Kaç yıl geçti, bir derecesi var mı? Nerede Ümit Milli Takım'ın başarısı? Almanya maçında ne oldu? Şenol Güneş üvey evlat, Raşit Çetiner öz evlat mı? Sonra Şenol hocayı gönderiyorsunuz, yerine niye bu arkadaşı getirmiyorsunuz? Madem güvenmiyordunuz, neden en önemli futbolcu grubunu ona teslim ettiniz? A Milli Takım yaşlanmış, dert etmeye ne gerek var. Ümit Milli Takım'ı yükseltirsin bir yukarı, olur biter. Ama olmadı. Danimarka maçında denediler, yemedi. Çünkü yılları boşa geçirmiş, seçilmiş arkadaş. Kulüp takımlarında zirveye vuran bebeler, seçilmişin takımında birbirinden bihaber. Kafasına göre oynuyorlar işte. Ne sistem, ne taktik, ne ahenk, ne de bir renk... Futbol değil, insanlar nankördür. İki olayda da teknik adamlar seçim malzemesi olarak kullanılmıştır. Bozulan yapı içinde kim gelirse bir şey değişmeyecektir...