Ligin zirvesine yakışır bir mücadele seyrettik... Kazanmak için tüm güçlerini ortaya koydular. Dar alanlara sıkıştı oyun. Çok emek sarfettiler. Topun olduğu yerde metre kareye 3 kişi düşüyordu. Birbirini kilitlediler. Düğümü çözecek isimler boşluk bulamadı. Gökdeniz, Fatih, Timuçin etkili bölgede rahat değildi... Markajda boğuldular. Teknik adamlara övgüden başka birşey söylenemez. Sistem, taktik, oyuncu seçimi, rakibe göre yerleşme, hücum isteği, herşey güzeldi. Çok çalışılmış, melekeleşmiş hamleler... Maksimum seviyede seyreden takım hareketi, hiç kesilmedi. Karşılıklı hareketin tedbirini almışlar. Hep koştular, hiç durmadılar, ara devreye nefes nefese girdiler. Bu kadar gayretin karşlığı gol olmalıydı. Bir kere Timuçin pozisyon buldu, dört tarafı bordo - mavili doluydu, çizgiyi geçiremedi. Dikine, enine, uzun toplarla oyunu açabilirlerdi, denemediler. İki taraf da kısa paslarda ısrar etti. Hareketli oyunda çözülemedi düğüm. Bir eksik adıma, bireysel hataya mâhkûm oldu maç. 20 futbolcu Denizli ceza alanında yer almıştı. Orta geldi, Souleymanou boşa çıktı, Gökdeniz'in önüne düştü top, gol atmakta zorlamadı... Bir şans anında öne geçti Trabzonspor... Daha bir yükseldi tempo... Fazla adamla çıktı Denizli... Taktik işliyordu, fakat neticeyi alacak beceriden yoksundu evsahibi... Arkada boşluk bıraktı Denizli... Gökdeniz ve Fatih'e fırsat doğdu, ikinci golü bulmakta gecikmediler. Maçı kolaya aldı Trabzonspor... Sonrasında kaçan pozisyonlar rehavetin sonucuydu. Hakem Orhan Erdemir, fena maç yönetmedi.