Para değil bilgi...

A -
A +

Ülkemizde futbol farklı yapılanır. Avrupalı saha dışından içeriye doğru yönlenir. Bizde ise saha içinden dışarıyadır hareket. Onlar plan, program, projeleriyle hareket ederler, bizler günün şartlarına göre yön buluruz. Aslında futbol kulüpleri deneme yanılma yoluyla sonuç alınacak oluşumlar değildir. Bilenlerin bildiklerini uygulayarak sonuç aldıkları kurumlardır... İşte futbolumuzun tıkandığı nokta burası. Maalesef neyi niçin yaptığını bilen futbol adamlarımız az. Özellikle de başkan ve yönetici noktasında Türk futbolu büyük sıkıntı çekiyor. Tıpkı milletin meclisinde olduğu gibi. Seçtiğimiz 550 kişi işi beceremedi, ithal ederek sorunu çözdüler. Futbol işini kim çözecek? Amerika'dan mı getirsek ne? Avrupalı başkanlardan fazla tanıdık da yok! Serdar Bilgili ne yapacağını şaşırmış, aylardır arıyor. Hangisi doğru, hangisi yanlış bilen yok. Kaosla devraldığı Beşiktaş'ı bunalımdan kurtaramadı... Dört yıllık iktidarında hüsrana uğrayan Mehmet Ali Yılmaz tüm kurumlarıyla kulübü zarara uğratmışken görevden alındı... Yeni başkan, yeni yönetimin yapacakları soru işaretleriyle dolu, zaman içinde cevap bulacak... Aziz Yıldırım yıllardır veriyor, sonunda kazanacağı bir şampiyonluk, onun da nasıl geldiği ortada. Rekor dolarlık transferlere rağmen üç kuruşluk futbolla kazanılacak bir kupa. Onca yatırıma rağmen senenin beklentilerine cevap vermesi için başkanın bilmem kaç milyon dolar daha eklemesi gerekiyor... En büyük yıkımı Faruk Süren başkanın şahsında yaşıyoruz. Dört yıllık tarihi başarıların başkanı o... Bir yılda herşeyin ters yüz olmasının da başkanı o... İşte bu noktayı sorgulamalıyız. Ülkenin tüm kupalarını toplarken Süren başkan ve yönetiminin katkısı neydi? G.Saray Avrupa'nın zirvelerine çıkarken saha dışındakilerin en ufak bir faydası var mıydı? Yıldızlı dönemden değişen ne oldu? Sadece Fatih Terim. Süren orda, Cansun orda, Elmas, Dürüst, Hattat, Uzan... Kat be kat daha fazla gelirler, milyon dolarlara takviye edilen gol kralları. Terim'in mirası ve başlarında Rumenler'in Lucescu'su... G.Saray dağılma noktasındadır. Yıkımın boyutları büyüktür, fakat yönetenler farkında değildir. Zaten onlar kupalarla geçen dönemin de farkında değillerdi. Başarıyı kendilerinden zannettiler, ellerine yüzlerine bulaştırdılar. Geçen yılın G.Saray'ı dünyanın en iyi futbolcularının top koşturduğu 16 rakibi üst üste yenerek bir milleti sevince boğmuştu. Bugünün G.Saray'ı Avrupa futbolunun dışına attığı futbolcu grubuna kaybetti... Onlar hâlâ farkında değil. İttifaktan oldu, hakemler, medya, basın istemedi... Atlar, köpekler, aslanlar, kediler masalı anlatıyorlar... Bayern Münih Başkanı Beckenbauer, yardımcıları Braitner, Rummenigge. Kaleci antrenörü Maier. Kulüp meneceri Uli Hoeness. Adamlar bir yol çizmişler, en ufak bir sapma yok... Manchester United'ın patronu Alex Ferguson; kulübün tüm sorumluluğu onun üzerinde. Kimse bilmez üzerinde kim var. Bilmesine de gerek yok. Çünkü o işinin uzmanıdır. Tıpkı bizim Terim gibi, neyi niçin yaptığını bilen, bildikleriyle hareket edip sonuç alan. Ersun Yanal, Nejat Biyediç, Sakıp Özberk, Hüseyin Kalpar... İlhan Cavcav, Celal Doğan, Cemal Aydın, işinin ehli uzman insanlar...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.